
Tarihçi, Araştırmacı
ABD, Osmanlı Devletine Vergi Ödedi / ABD'nin Yabancı Dilde İmzaladığı Tek Anlaşma Türkçe
Eylül 2017, 489 |
![]() |
Eklenme Tarih: 13 Mayıs 2019 16:49 | İsmail Çolak |
Türkiye-Amerika ilişkileri bilhassa Cumhuriyet tarihinde önemini hep korudu. Amerika, yakın tarihimizdeki birçok hadisede doğrudan ya da dolaylı anlamda müdahil oldu. Bugün stratejik müttefik (!) olduğumuz ABD ile ilişkilerimiz dalgalı bir seyir izliyor.
Osmanlı zamanında ise, 18. yüzyıldan itibaren günümüzün aksine belirleyici ve baskın olan taraf bizdik. İşte o cihanşümul azamet devrinden bir sayfa:
18. YÜZYILIN KÜÇÜK AMERİKA’SI
Daha birkaç asır öncesinde Osmanlı, dünya üzerinde sözü geçen, caydırıcı bir güçtü. Öyle ki, İngiltere ve Amerika gibi kendinden sonra dünyaya egemen olan emperyal güçleri dize getirip onları vergiye mahkûm edecek çapta bir kudrete sahipti.
Osmanlı arşivlerinde “Memâlik-i Müctemia-i Amerika” (Birleşik Amerika Devletleri) olarak geçen Amerika, kurulduğu esnada Devlet-i Âli Osmaniye’ye bakarak çok küçük bir devletti. İstanbul’da maslahatgüzar seviyesinde temsil ediliyordu. 1790’da 3,9 milyon olan nüfusunu, 1800’de 5,3 milyona ancak ulaştırabilmişti.
Resim: 1800’lü yıllarda İskenderun Limanında cenk eden Osmanlı denizcileri
OSMANLI DENİZCİLERİYLE İLK TEMASLAR
Amerika ile bazı Avrupa ülkeleri arasında altın, gümüş vb. değerli maden/eşya taşıyan gemileri ele geçiren Osmanlı Devleti’ne bağlı Türk korsanlar, 17. asırda Amerika’yı daha yakından takip etmeye başladılar.
Boston (Massachusetts) ile Plymouth ve Bristol (İngiltere limanları) arasında işleyen birçok gemi, Osmanlı korsanlarının eline geçmişti. Korsanlar, Amerika’dan gelen 2 gemiyi 1625’de Manş Denizi’nde zapt ettiler. 1678’de Massachusetts’den İngiltere’ye giden, Charlestown limanına bağlı bir gemiye de el koydular.
Amerika, Avrupa ölçülerine göre mütevazı kalan yeni bir denizci devlet olarak 1783 yılından başlayarak denizlerde müstakilen bayrak taşımaya başladı.
Resim: Osmanlı’ya bağlı Cezayir Beylerbeyliğinin 18. yüzyıla ait bir gravürü
OSMANLI’DA KORSAN: ‘DENİZ CENGÂVERİ’
Günümüzde “Korsan” kelimesine, ‘deniz haydudu/teröristi’ gibi olumsuz bir anlam yüklense de, Osmanlı’da tamamen olumlu bir anlamı vardı.
Korsanlık, ‘övünülecek bir sıfat ve meziyet’ olarak görülürken; korsan da, ‘büyük deniz kahramanı’ olarak kabul ediliyordu. Büyük amiraller ve reisler methedilirken, kullanılan sıfatlardan biri de ‘mahir, büyük korsan’ idi. Korsanlıktan gelmeyen denizciler, tam manasıyla denizci sayılmıyorlardı.
Korsan, Osmanlı bahriyesinin (donanmasının) kahraman, cengâver, akıncı bir zümresiydi. Korsan sınıfı, karadaki akıncı sınıfının denizdeki karşılığıydı. Bir anlamda bugünkü deniz komandoları gibi en tehlikeli görevleri korkusuzca yerine getirirlerdi.
CEZAYİRLİ CENGÂVERLERİN AĞINA DÜŞENLER
25 Temmuz 1785’te Atlantik’teki Cadiz açıklarında, Boston limanına bağlı Kaptan Isaac Stevens idaresindeki Maria isimli Amerikan bayraklı gemi, Osmanlı’ya bağlı Cezayir korsanları tarafından zapt edildi.
Bir müddet sonra Philadelphia limanına bağlı Kaptan O’Brien idaresindeki Dauphin de aynı akıbete maruz kaldı. 1793 yılı Ekim-Kasım aylarına kadar Türk korsanlar tarafından ele geçirilerek Cezayir’e getirilen toplam gemi sayısı 11’e ulaştı.
1787’de 100 olan Amerikalı esir sayısı, 1794’te 11 geminin 119 kişilik mürettebatıyla 220’yi buldu.
Resim: Cezayir Dayısı Gazi Hasan Paşa’yı tasvir eden bir tablo
ABD’NİN VERGİYE BAĞLANMASI!
Bunun üzerine Amerikan Kongresi, 27 Mart 1794 tarihindeki toplantıda, Osmanlı korsanlarına karşı koyacak güçte harp gemileri imal edilmesi ve satın alınması için Başkan George Washington’a 700 bin dolar civarında harcama yetkisi tanıdı.
Bu sayede, Türk korsanların bitmek bilmeyen saldırılarının bir neticesi olarak Amerikan donanmasının da temelleri atılmış olacaktı.
Fakat Amerika, Osmanlı’nın Cezayir donanmasına bağlı korsanlarla baş edemeyeceğini anlayınca, 5 Eylül 1795’de anlaşma yapmaya mecbur kaldı. 22 maddeden oluşan anlaşmayı, Amerika adına Joseph Donaldson, Osmanlı adına da Cezayir Beylerbeyi (Dayısı) Hasan Paşa imzaladı.
Resim: Hasan Paşa ile Amerikan Heyetinin görüşmesinin temsili resmi
Anlaşma gereğince ABD, Cezayir’deki Amerikan vatandaşı esirlerin iadesi; Atlantik ve Akdeniz’deki Birleşik Devletler bayrağını taşıyan hiçbir gemiye dokunulmaması karşılığında 642.500 dolar ve yılda 12 bin Osmanlı altını (21.600 dolar) ödemeyi kabul etti. Veya bunun değerinde mühimmat ve malzeme vermeyi; yolcular için kişi başına 4000 dolar, kabin görevlileri için 1400 dolar ödemeyi onayladı.
Resim: Osmanlı Dayısı Hasan Paşa ile ABD’nin yaptığı anlaşmanın Osmanlıcası ve Latincesi
Resim: Anlaşmanın orijinal nüshası
Resim: Anlaşmanın İngilizcesinin bir bölümü
TARİHİNDEKİ TEK TÜRKÇE ANLAŞMA
O yıllarda ABD’nin senelik gelirinin 10 milyon dolar dolayında olduğu düşünüldüğünde, ödenecek miktarın bütçeye ne denli ağır bir yük getirdiği kolayca anlaşılacaktır.
Amerikan heyeti anlaşmayı, Amerikan Kongresi’ne sundu; 7 Mart 1796’da kongre tarafından da onaylandı.
Resim: ABD’nin Osmanlı’ya ödediği vergiyi ispatlayan 26 Mart 1797 tarihli Amerikan Kongresi kararı
Böylece Amerika, Osmanlı tarafından yıllık vergiye bağlanmış oldu. Tarihinin en ağır haraçlarından birini onaylamak zorunda kaldı.
Anlaşma, iki asırlık Birleşik Amerika tarihinde Türkçe imzalanan tek anlaşma olduğu gibi, yabancı bir devlete vergi vermeyi tasdik eden tek Amerikan belgesi olarak tarihe geçti.
Yine bu anlaşma, Osmanlı donanmasının güvencesi altında Amerikan bandıralı gemilere, Akdeniz ve Anadolu sahillerinde emniyet içerisinde serbestçe dolaşma ve ticaret yapma imkânını bahşetti.
Resim: Hasan Paşa’nın Çeşme Kalesi’nin girişindeki aslanlı tasviri
Kaynaklar:
-Gardner Weld Allen, Our Navy and the Barbary Corsairs, 1905, Hamden, CT: Archon Books, 1965, s. 37-38, 47, 57, 65-66.
-Akdes Nimet Kurat, “Berberi Ocakları ile Amerika Birleşik Devletleri Münasebetleri”, Tarih Araştırmaları Dergisi, c. II, Ankara, 1964, Sayı: 2-3, s. 190 vd.
-Hunter Miller, Treaties of the United States, Washington, 1939, c.1, s. 276-317.
-Yılmaz Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, c. 10, İstanbul, 1983, s. 88-89, 105, 117-118.
-İhsan Ilgar, “İlk Türk-Amerikan Ticaret Antlaşması”, Hayat Tarih Mecmuası, Ekim 1969, Sayı: 57, s. 4-7.
Eylül 2017, 489 Sayısı Tüm Yazıları
- 6 Aramızdaki Derin Dere / Prof. Dr. Alaaddin Başar
- 8 Konumuz Kader / Suat Ünsal
- 10 Tam Teşekküllü Su Toplama Makinesi: Stenocara Gracilipes / Prof. Dr. Fatih Satıl
- 12 Anne Yüreği / Prof. Dr. Niyazi Beki
- 14 Tohum ve Zaman / Akın Aysan
- 18 Etekleri Zil Çalmak / Ayşe Zehra
- 19 Cimrinin Katığı / Yüksel Karahan
- 20 Sinek Kanadında Mikrop Öldürücü Özellik Keşfedildi / Prof. Dr. Volkan Tuzcu
- 22 “Bir Sineğin Kanadını Kırk Kağnıya Yükledim, Kırkı da Çekemedi…” / Ümit Şimşek
- 23 Pilot / Ahmet Zafer
- 24 Ağrı Hissi; Kötü mü, İyi mi? / Prof. Dr. Ş. Hakan Atalgın
- 26 İnsanı Yoldan Çıkaran Sözler: “Kader Utansın” / Mehmet Paksu
- 28 Dünyada Tesadüfen mi Yaşıyoruz? / Dr. Selçuk Eskiçubuk
- 30 Deniz ve Biz / Selim Gündüzalp
- 33 Emr-i Hak / Namık Onsekizoğlu
- 34 Büyüleyen Ellerimiz / Prof. Dr. Sefa Saygılı
- 37 Söylense ki… / Mehmet Kırkıncı
- 38 Kur'an Işığında Cesaret ve İman / Prof. Dr. Şadi Eren
- 40 ABD, Osmanlı Devletine Vergi Ödedi / ABD'nin Yabancı Dilde İmzaladığı Tek Anlaşma Türkçe / İsmail Çolak
- 44 Kırkambar / Zafer Araştırma Grubu
- 46 Şahitlik Etmek, Şahitlerden Olmak / Ayten Yadigâr
- 50 Sonuç Odaklı Süreçler / Muhiddin Yenigün
- 52 Sağlık İçin Kavun / Dr. Mustafa Reyhanlı
- 54 Ağaçlar, Bitkiler ve Meyveler Bize Ne Söylüyorlar? / Ramazan Sodan
- 56 Üniversite Kazanan Gençlere Tavsiyeler / Adnan Kalkan
YAZARIN DİĞER YAZILARI

Osmanlı'da İlginç Vakıflar
OSMANLI ÜLKESİ, akla hayale gelmedik envai çeşit vakıfla bezenmiş bir Vakıf Cenneti gibiydi. Yedi iklim, üç kıtaya adeta çil çil serptiği, nakış nakış işlediği on binlerce hayrat müessesesiyle diğerkâmlığın zirvesini yakalayan Osmanlı insanı, cümle mahlûkata hizmet etmeyi kendisine ulvî bir gaye edinmişti. Prof. Ziya Kazıcı’nın kanaatine göre bu durum; “Müslümanların fazilet, cömertlik, diğerkâmlık ve vatanperverlik gibi millî ve manevî ruh ile heyecanın kuvvetli tezahüründen başka bir şey değil

Bir Mübarek Proje Hicaz Demiryolu

