Yirmi Atın Suyu
Hayat Öyküsü
Ara
Hayat Öyküsü
Bir at bakıcısı Cuma günü camiye gider. Bakar ki camide hiç kimse yok!
O sırada vaaz için odasından çıkan hoca, cemaat olmadığını görünce tek dinleyici olan adama sorar:
“Senden başka kimse yok. Ne dersin; vaaz edeyim mi, yoksa etmeyeyim mi?”
At bakıcısı:
“Ben seyisim, bu işlerden anlamam. Benim yirmi atım var, hepsi kaçıp gitse bir tane kalsa onu ihmal etmem, yine bakarım” der.
Bunun üzerine hoca “tamam” der ve başlar vaaza. Uzun uzun anlatır…
Namaz sonrası da at bakıcısına sorar:
“Nasıl, vaazımı beğendin mi bari?”
At bakıcısı önce bir duraklar ve sonra da şöyle cevap verir:
“Söyledim ya hocam. Ben seyisim, vaazdan anlamam, attan anlarım. Yirmi atın suyunu ve yemini bir ata verip onu çatlatmam.”
14 Ocak 2007 tarihinde ulusal bir gazetede, Sivas dolaylarında yapılan bir kazıda…
1984 yılının okul tatilinde tanıştım ilk kez Hüseyin Ağabey ile. O zaman…
Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl. (asm) Birbirine yakın,…
Doktor yaşlı ve iyice çökmüş hastasını muayene edince, kendi kendine umutsuz vaka…
Su, yaşayabilmemiz için nefes almaktan sonra gelen en önemli faktördür.
Nur Külliyatında masdar ve mazhar kelimelerinin özel bir yeri vardır ve sıkça…