TR EN

Dil Seçin

Ara

Demir Yiyen Canlılar / Titanik'i Kim Yiyor?

“Titanik mi?”, “Koca gemiyi hem de denizin dibinde kim yer hocam, hem neden yesin?”, “Ne dediğini kulağın duyuyor mu hocam?” dediğinizi duyar gibiyim. Ne derseniz deyin, şu bir gerçek ki her geçen gün Titanik lokma lokma tüketiliyor. Peki kim yiyor? İşte bunu tahmin etmeniz zor: Titanik’i, gözle bile göremediğimiz mini minnacık canlılar yiyor!

“Titanik mi?”, “Koca gemiyi hem de denizin dibinde kim yer hocam, hem neden yesin?”, “Ne dediğini kulağın duyuyor mu hocam?” dediğinizi duyar gibiyim. Ne derseniz deyin, şu bir gerçek ki her geçen gün Titanik lokma lokma tüketiliyor. Peki kim yiyor?

İşte bunu tahmin etmeniz zor: Titanik’i, gözle bile göremediğimiz mini minnacık canlılar yiyor!

 

Titanik’i Yiyen Canlı:Halomonas titanicae”

Halomonas titanicae bir bakterinin ismi. Okyanus bilimcisi Robert Ballard, Titanik’in enkazını 1985’te bulmuştu. Deniz yüzeyinden 3.8 km derinlikteki bu enkaz, o derinliğe kadar ışığın sızmaması ve yüksek basınç nedeniyle oldukça iyi korunmuş haldeydi. Ancak aradan geçen 30 yıl içinde, bazı bakterilerin metali aşındırdığı fark edildi. Araştırmacılara göre, gelecek 14 yıl sonunda gemi enkazının tümüyle yok olabileceği düşünülüyor. 1991’de enkazdan pas örnekleri alındığında bunların canlılarla dolu olduğu görüldü. Üstelik bu canlılardan biri daha önce bilinmeyen bir bakteri türüydü. Gemiye atfen bu bakteriye Halomonas titanicae adı verildi. Bu bakteri başka canlıların yaşayamayacağı, karanlık ve basınçlı ortamlarda, hatta tuzlu ortamlarda yaşayabiliyordu.

 

Demir Yiyen Bakteriler

Halomonas titanicae’nın da içinde yer aldığı bazı bakteriler, ışık enerjisine ihtiyaç duymadan kimyevi enerji ile organik maddeleri sentez edecek yapıda yaratılmış canlılar. Bu şekilde kendi besinlerini üreten bakterilere “kemosentetik bakteriler” denilir. Mesela azot, kükürt, demir ve hidrojen bakterileri, inorganik maddeleri oksitleyerek elde ettikleri kimyasal enerji ile CO2 ve H2O’dan ihtiyaçları olan karbonhidratlı besinleri yaparlar.

Leptothrix, Crenothrix ve Spirophyllum adı verilen üç cins bakteri, demiri okside ederek kemosentez reaksiyonlarını gerçekleştirirler. Bu canlıların en çok rastlananları Crenothrix adıyla tanımlanan cinsinin bazı türleridir. Demir ve manganın bulunduğu sularda rastlanan ve ekseriya yosunumsu saçaklı bir görünüşü olan bu canlılara “demir bakterileri” denmektedir.

 

Metal Yiyen Bakteriler, Demir Rezervlerinin Oluşmasında Vazifelidirler

Son çalışmalar, bu bakterilerin milyarlarca yıl önce yeryüzünde çözünmüş halde bulunan demirin deniz sularından ayrışmasına ve okyanus tabanlarına çökmesine yardımcı olduğunu gösteriyor. Yani bu olayların, yeryüzündeki eski ve büyük demir rezervlerinin oluşmasında çok önemli katkılarının olduğu düşünülüyor. Bu da her yarattığını anlamlı ve faydalı yaratan Âlemler Rabbinin bu canlıları niçin yaratıp çalıştırdığının hikmetini gösteriyor.

 

Kemosentetik Bakterilerin Yeryüzündeki Vazifesi

Bu tip bakterilerin ekosistemde çok önemli görevleri vardır. Bu canlılar; doğada canlılar için zehirli sayılan maddeleri zararsız hale dönüştürürler, suda çözünmeyen maddeleri çözerek diğer canlıların yararlanabilecekleri hale getirip madde döngüsünde rol alırlar.

Hiçbir aklı ve şuuru olmayan bu mikroorganizmaların bu fiilleri kendi başlarına tasarlamaları ve kurmaları elbette mümkün değildir. O halde bu vazifeyi onlara yaptıranı tanımalı, Onu tanıtan eserleri ve işleri üzerinde düşünmeliyiz.

 

 

Her Mahlûkun Yeryüzünde Özel Bir Görevi Vardır

Şu kâinatın yaratıcısının, tüm canlıları hadsiz vazifelerle vazifelendirmesi hikmetinin gereğidir. Demir gibi maddelerin ayrıştırılmasında görevli olan bu bakteriler gibi, yeryüzündeki hayatın devamlılığında rol alan ve ekolojik dengede önemli görevlerde çalıştırılan diğer mahlûkat da özel görevler için yaratılmışlardır. Bütün canlıları bizim faydamıza olacak şekilde çalıştıran ve sevkeden Allah’a şükürler olsun…

 

Kaynak:

Jasmin Fox-Skelly. The wreck of the titanic is being eaten and may soon vanish. BBC Earth. 5 February 2018.