TR EN

Dil Seçin

Ara

Sevgi Güzelliği

Sevgi Güzelliği

İlkokul 3. sınıf öğrencilerimle sanat ve estetikten bahsediyorduk. Onlara “Çocuklar aynaya baktığınız zaman niçin bu kadar çok güzel yaratıldığınızı merak ediyor musunuz?” diye sordum. Öğrenciler bu soruya çeşitli cevaplar vermeye çalıştı; ama küçük bir kız öğrencimin verdiği şu cevap beni daha çok etkiledi: “Çünkü Allah bizi seviyor…”

Evet bu cevap bana “Her cemal ve kemal sahibi, kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister.” vecizesini hatırlattı. Her şeyi sanat ve tasarım harikası olarak yaratan ve Cemil (güzellik sahibi), Hakîm (hikmet sahibi; anlamsız, faydasız bir iş yapmayan), Sâni’ (sanatkâr ve herşeyi sanatlı yaratan), Bedi’ (herşeyi estetik ve harika yaratan), Musavvir (yarattıklarına uygun suretler veren), gibi pekçok ‘esmâ-ül hüsnâ’ya sahip Yüce Allah’ın, bu güzellikleri yaratmasında sevmek ve sevdirmek manalarının ortaya çıktığı aşikâr görünüyor.

İlk insanlardan itibaren estetik kaygı, insanların ruhuna takılan güzelliğin yansıması olarak ortaya çıkmıştır. Ve insanları güzelliğe ve mükemmelliğe sevketmiştir. Hatta tabiattaki güzellikleri farkeden ve aşk derecesinde bir tutku ile güzelliğe meftun olan insan, yaptığı işlerde ve eserlerde bu güzelliklerden ilham almıştır. Tabiatın öğrencisi olan büyük sanatçılar büyük eserlerinde hem dış tabiatı, hem de kendi iç âlemlerini yansıtmışlardır.

İlk insanlardan itibaren insanlar ilahi güzelliği sembolize etmeye çalışmışlardır. Çiçekler, kelebekler, rengarenk kuşlar ve daha pekçok bitki ve hayvanlardaki güzellikler.. ilahi güzelliği yansıtmaktadır. Ancak bu eserlerdeki güzelliklerin hiçbiri insan güzelliğine ulaşamaz. İnsan; özel tasarımı ile ilahi sanatın ve güzelliğin en özel aynasıdır.

Elbette ki, herşey zıttı ile bilindiği için ve güzelliğin derecelerinin de anlaşılması hikmetiyle çirkinlik de yaratılmıştır. Yoksa soğuk olmasa sıcak, gece olmasa gündüz, karanlık olmasa ışık, çirkinlik olmasa güzellik anlaşılamazdı. Ancak herşey ya bizzat güzeldir, ya da dolayısı ile güzeldir. Yani görünüşte çirkin gibi görünen pekçok şey, aslında yine güzeldir; fakat sonuçları açısından… Örneğin kışın yağan kar, soğuk ve fırtına ile zahiren insan ve diğer canlılar için yaşamayı zorlaştırmaktadır. Ancak soğuk kış mevsimi; yeni gelecek bir bahara, rengarenk çiçekler açacak tohumlara kucağını açmakta ve adeta süt annelik yapmaktadır.

Birgün konusu gelince küçük bir öğrencime sormuştum: “Beğenmediğin çirkin hayvanlara veya tiksindiğin fareye göre ne torpilin vardı da bu kadar güzel yaratıldın?..” Düşündü, “Evet ben çok özelim.” demişti. Ben de ona, “O zaman bu kadar güzel ve özel yaratıldığın için Allah’a karşı teşekkürün de özel ve güzel olmalı.” dedim…

İnsanı insan yapan en önemli unsurlardan birisi şüphesiz ki ona verilen şuurdur. Yani bilinçli olmasıdır. “Sanat farkındalık yaratır.” diye bir söz var. Yaşadığımız dünyanın değerini, hayatın kıymetini, güzelliğin zevkini, zorluğun direncini ve lezzetin tadını farketmek… Hatta hepsinin farklı derecelerini hissetmek, tatmak ve hepsine şükretmek…

Elinde olmayanların ve elinin uzanamadıklarının değil; elinde olan ve içinde yaşadığın güzelliklerin farkında olmak… Sen öyle harika bir yaratılışla var edilmişsin ki, bütün varlıklar senin yerinde olmak isterlerdi. Üstelik her iki hayatın rehberi olan peygamberini takip edersen, varacağın güzelliklerin sınırı yok… Ebedî cennette, sonsuz mutlu bir hayat… Ne güzel!..