TR EN

Dil Seçin

Ara

Kim Güzelliğinin Farkında?

Kim Güzelliğinin Farkında?

Sizce hangisi daha değerli, verilen güzellikler mi, o güzelliklerin farkına varacak, onları takdir edecek yetenekler mi?

Bir kelebek kendi güzelliğini, kanatlarındaki sanatı görebilir mi? Selfi çeken bir tavus kuşu gördünüz mü? Dünyada yüzlerce birbirinden güzel ve sanatlı hayvanlar ve bitkiler var ancak hiçbiri bu güzelliğin, estetik ve sanatın farkında değil.

Herhalde canlılar içerisinde aklıyla, şuuruyla, duygu ve düşünceleriyle hem kendi güzelliğinin hem de başka güzelliklerin farkında olan tek istisnai varlık insandır. Gerçi cinler ve melekler de şuurlu varlıklar olarak tanımlanıyor. Ancak onların tabiattaki bu güzellikleri görmesi ve tanımlaması çok sınırlı.

Örneğin ne melekler ne de cinler bir çileğin gerçek güzelliğini bilemez ve idrak edemezler. Gerçi görebilirler ve canlıların güzellikleriyle mazhar oldukları Esma-yı Hüsna’yı tefekkür ederler ancak iştahları ve acıkmaları olmadığı için tadamazlar. Bizim gibi lezzet alamaz bizim gözümüzle bakamazlar. Rengiyle, biçimiyle, tadıyla ve kokusuyla bütün meyveler ve çiçekler insan için yaratılan çok özel güzelliklerdir. Zaten insanın bu dünyaya gelişinin en önemli sebebi ve gayesi, bu güzellik, sanat ve hikmetten yola çıkarak tüm bunların sanatkârını ve yaratıcısını tanımak ve teşekkür etmek değil midir?

Dolayısı ile insanlar hem doğayı bir kitap gibi okuyabilir, hem de bir sanat galerisi gibi gezip temaşa edebilirler. Hayvanlar gibi sadece kendileri için gerekli olan bir iki rengi değil bütün renklerin binlerce tonlarını birbirinden ayırıp algılayabilirler. Sadece renkleri ve biçimleri değil bütün güzel kokuları, güzel tatları, güzel sesleri fark eder, zevk eder, duygusal coşku yaşarlar, şükrederler. Bütün güzel sanatlar, güzel mutfak ürünleri, moda, müzikler ve parfümler bu güzelliklerin sevkiyle açılan ilgi alanlarıdır.

Artık herkes cep telefonuyla gördüğü güzellikleri kaydederek kalıcı yapmaya çalışırken kendisini de selfi çekerek bu güzelliklerin içinde sergiliyor. Bunun da ötesinde insan kendi güzelliğini de fark eder ve güzelliğini bir manken edasıyla ve bir sanat eseri gibi şuurlu varlıkların nazarında sergiler. Hatta bizzat Yüce Yaratıcımızın huzurunda bize vermiş olduğu güzellik ve mükemmellikleri sergileriz ve Ona bunlar sebebiyle hamd ederiz.

Herkesten önce sonsuz ilim, irade ve kudret sahibi Yüce Sanatkâr olan Yaratıcı evrendeki güzelliklerin en incelerini bizzat O görür ve O bilir. Hatta “Madem yapan bilir elbette bilen konuşur” vecizesinde ifade edildiği gibi, elbette tabiattaki bütün estetik ve güzellikleri, yaratanı olarak en iyi O bilir. Mona Lisa’nın sanatını ve güzelliğini en iyi Da Vinci bileceği gibi, Mona Lisa gibi insanların simalarındaki bir eşi daha olmayan güzellikleri, sanat ve estetiği en iyi Yüce Yaratıcımız bilir. Çünkü biz Onun eserleriyiz. O bize hem güzellikler veriyor, hem de bu güzellikleri anlayacak, değerlendirecek, takdir edecek yetenekler veriyor.

Sizce hangisi daha değerli, verdiği güzellikler mi, o güzelliklerin farkına varacak, onları takdir edecek yetenekler mi?