Bildiğimiz ve inandığımız halde
temel gerçekleri nasıl bu kadar kolay
görmezlikten gelebiliyoruz?
Hayat ve ölüm, dünya ve ahiret. Aslında bu ve benzeri bazı kavramlara yaklaşımımızda zaman zaman ciddi yanılgılar mevcut. Hem bu dünyanın gelip geçici olduğunu ve ahiretin asıl sonsuzluk âlemi olduğunu çok iyi biliyoruz, hem de günlük hayatımızı sanki hiç ölmeyecekmiş gibi bir eda ile geçirebiliyoruz. Bizden beklenen bu değil tabii. Peki bu tür yanılgıların bu kadar yaygın olmasının nedeni ne? Bildiğimiz ve inandığımız halde bu kadar temel gerçekleri nasıl bu kadar kolay görmezlikten gelebiliyoruz?
Üstelik bu dünyadaki her şey bize Allah’ı hatırlatırken ve dünyanın geçiciliğini vurgularken niye bu kadar kolay yanılıyoruz? Başka hangi konularda ciddi yanılgılar içindeyiz?
Hayatta karşılaşılan yanılgılar aslında çok yaygın. Zararlı olduğu bilindiği halde yapılan birçok şeyle ilgili yanılgılarımız da hayatımızın sıklıkla parçası oluyor aslında. Araba kullanırken kemer takmayan insanımız halen çok. Oysa onlar da çok iyi biliyorlar kemer takmadan yapılan kazalarda ölüm oranının ne kadar yüksek olduğunu. Veya daha da ötesi İstanbul trafiğinde sık karşılaştığım öne küçük çocuk oturtan kardeşlerimize bir bakalım. Çocukları önde ve kucaklarına oturtmuş vaziyette seyahat eden kardeşlerimiz. Herhangi bir kaza ânında ne kadar büyük bir tehlikenin kendilerini beklediğini onlar da çok iyi biliyor aslında. Ancak hiç kaza olmayacağı yanılgısı içinde seyahate devam ediyorlar. Tıpkı hiç dünyadan ayrılmayacakmış gibi hayatına devam eden insanlardakine benzer ciddi bir yanılgı içindeler.
Yapılan bir psikolojik deneyde insanlara topluluk psikolojisi yanılgısı ile nasıl işkence yaptırılabileceği gösterilmiş. Bazı deneklere elektrik uyarısı vererek onların ne kadar dayanabilecekleri test edilmiş.
Bir odada elektriğe bağlı denekler varken yandaki kumanda odasında bunlara elektrik uyarısı verecek denekler oturtulmuş. Bunlara giderek artan dozda elektrik vermeleri istenmiş. Aslında elektriğe bağlı olan deneklere hiçbir şekilde tehlikeli ölçüde elektrik verilebilmesi mümkün değilken, elektriği verecek deneklerden bu gizlenmiş. Ve onlara giderek artan dozlarda elektrik vermeleri istenmiş. Özet olarak elektriği verenler birbirlerinden de etkilenerek farklı bir yanılgının içine girerek tehlikeli derecede elektrik verdikleri izlenimine kapılmışlar ama buna rağmen deneye de devam etmişler.
Burada topluluk psikolojisinin etkin olduğu anlaşılmış ve bu şekildeki bir yanılgı ile insanlara çok tehlikeli şeylerin yaptırılabileceği ortaya çıkmış.
Bu tür yanılgıları doktor olarak sağlık çalışanlarında da maalesef sık görüyorum. Çok fazla sayıda hasta ile karşılaşmanın sonucu belli bir noktadan sonra yapılan işin ciddiyeti noktasında tehlikeli yanılgılar içine girilebiliyor ve teşhis ve tedavi konularında ciddi hatalar yapılabiliyor. Mazeret olarak da çok fazla hasta görmek zorunda kalmak karşımıza çıkıyor. Yoksa bu gibi konuda yapmaları gerekeni tam olarak yapmayanlar tıpkı çocuklarını arabanın önünde kucaklarına oturtan anneler gibi aslında genellikle iyi niyetli insanlar. Ama buna rağmen büyük ve tehlikeli bir yanılgı içindeler.
Bu tür yanılgı örneklerini çoğaltmak mümkün. Eminim herkes çevresinden veya kendi hayatından çok değişik örnekler verebilir benzeri ciddi yanılgılar için. Tabii bu yazıda asıl irdelemeyi hedeflediğimiz husus ise bu tür yanılgıların sebebini araştırmak ve bu konuya dikkati çekerek yanılgılarımızın bizi esir etmesini önleme noktasında bir nebze olsun katkıda bulunmak.
Öncelikle bu tür yanılgılar sonucu içine düşebileceğimiz büyük hataların hem dünya hem de ahiretimizi nasıl etkileyebileceğini hesaba katmak gerekli tabii. Dolayısıyla bunların bizi aslında ciddi şekilde tehdit eden unsurlar olduğunun farkına varmamız gerekiyor. Topluluk psikolojisi, devam edegelen alışkanlıklarımız veya sebebi her ne olursa olsun bizi bu tür yanılgılara düşüren sebepleri iyi anlamamız ve bunlara karşı önlem almamız gerekiyor.
Aslında günahlarımız da genellikle benzeri bazı yanılgılar sonucu gerçekleşir. Bazen yukarıdaki örneklerde olduğu gibi bazı olayların önemini kavrayamamak, bazen de dünyanın gelip geçiciliğini düşünememek veya ahirette verilecek hesapla ilgili gerçeği sanki bize çok uzakmış gibi ötelemek. Bütün bu yanılgılar sonucu insan günahların içine düşebiliyor.
Yanılgıların bizi esir etmesini engellemenin ilk şartı öncelikle bunların bilinçli bir şekilde ve sürekli farkına varabilmek… Bir sonraki aşama ise bu yanılgıların veya olumsuz bazı alışkanlıkların esiri olmamak. Hayatta her durumda ne yaptığımızın, nereye gittiğimizin ve yaptıklarımızın muhtemel sonuçlarının sürekli farkında olabilmek.
Bunları sağlayabilmenin çarelerini aslında Kur’an ve sünnete baktığımızda birçok yerde görebiliriz. Namazlarına devam edenlerin birçok yanılgının içine girmesi kolay değil aslında. Çünkü günde 5 kere nerede durduğunu, nereye gittiğini sorgulayabilen bir insanın bazı yanılgıların esiri olması aslında çok zor. Ama tabii buradaki namazın kuru bir alışkanlık olarak değil, tıpkı Kur’an da işaret edildiği gibi huşu içinde olması çok önemli. Yoksa namazı da güncel ve içi boş bir alışkanlık haline dönüştürürsek hayatta karşılaştığımız yanılgıların bizi esir etmesini engellememiz çok zor.
Madem kolay yanılabilecek bir tabiatımız var, olumlu örnekleri sürekli görebilmek de çok önemli. Bunun için hayatımızın her safhasında iyi insanlarla yakın olmaya çalışmak gerekiyor. Boşuna işaret edilmemiş kişinin sevdiği ile birlikte haşrolunacağına. Yanılgıların esaretinden kurtulmada Allah'ı çokça zikretmek de son derece önemli. Allah'ı çok tefekkür eden ve zikreden bir insanın yanılgıların oyuncağı olması o kadar kolay değil. Tabii bütün bunların başarısı, devamlılık sağlanabilirse mümkün. Aksi takdirde herhangi bir aşamada yanılgıların bizi esaret altına alması çok kolay. Bunun için de her konuda olduğu gibi Rabbimizin yardımına ihtiyacımız var. Yani tüm bunları yapabilmek için dua etmemiz bunu samimiyetle istememiz gerekiyor. Çünkü bizi yaratan bizim zaaflarımızı bizden iyi biliyor ve kendisinden yardım istememizi bizden istiyor. O halde yazımızı bir dua ile bitirelim ve Cenâb-ı Hak hepimizi her türlü olumsuz yanılgılardan korusun diyelim.