TR EN

Dil Seçin

Ara

Uzun Kış

Uzun Kış

“Kış ne kadar uzun sürdü.” dedi hayıflanarak.. Sözü kinâyeliydi. Söylemek istediği, ömrünün bitmeyen fırtınalarıydı.

Ruhunu teskin etmek için sohbetine koştuğu dostu, onun sözündeki mânâyı anladı. Çayından bir yudum aldı ve sakince:

“Kış elbet bitecek ve bahar gelecek. İşte o bahar geldiğinde senin yorgun olmanı istemem. Kış mevsiminin soğuğunu, fırtınalarını da sev; sev ki, baharın ılık iklimi geldiğinde yapman gereken şeyler için ihtiyacın olan kuvveti içinde bulasın. Bu uzun kış, geride yıpranmış bir insan bırakmasın.”

Haklıydı… Sözlerini kabul etmek gerekiyordu.

Nefsi işin hep zorluklarını önüne seriyor ve bugünü elinden kayıp gidiyordu.

Ama neyse ki Rabbi ona bir dost nasip etmişti. Hakkı söyleyen bir dost.

Aslında o da biliyordu ama, doğru olanı yapmak elinden gelmiyordu her zaman…

Peygamber Efendimiz’in (asm) vefatını takiben Hz. Ömer’in bu durumu kabullenemeyişi karşısında Hz. Ebubekir’in hakkı hatırlatması gibi, dostlarından hak olanı duymaya ihtiyacı vardı belki de…

Dostu, bardağındaki çayı tazeledi…

Güzel bir dost, insanın kışını bahara çeviriyordu…