TR EN

Dil Seçin

Ara

Yaprak Matematikten Ne Anlar?

Yaprak Matematikten Ne Anlar?

Çevremizdeki bitkilere, ağaçlara baktığımızda, dalların ve yaprakların gelişigüzel dizilmiş olduklarını düşünebiliriz. Oysa, her ağaçta, hangi dalın nereden çıkacağı ve yaprakların dal çevresindeki dizilişleri, hatta çiçeklerin simetrik şekilleri dahi belirli sabit kurallar ve mucizevi ölçülerle belirlenmiştir.

Bitkiler ilk yaratıldıkları günden beri bu matematik kurallarına harfi harfine uygun büyütülürler. Yani hiçbir yaprak veya hiçbir çiçek tesadüfen ortaya çıkmaz. Bir ağaçta kaç dal olacağı, dalların nereden çıkacağı, bir dal üzerinde kaç yaprak olacağı ve bu yaprakların hangi düzene göre yerleşeceği önceden hesaplanmış ve belirlenmiştir.

“Evet herbir nebat, herbir ağaç, pekçok lisan ile Sâni’lerini öyle gösteriyorlar ki; ehl-i dikkati hayretlerde bırakır ve bakanlara ‘Sübhanallah! Ne kadar güzel şehadet ediyor!’ dedirtirler.” (Risale-i Nur Külliyatı)

 

Bitkilerin yapısında uygulanan matematik

Bitkilerdeki yaprak düzeni günümüzde en ince ayrıntısına kadar ortaya konmuş, hatta bu konu botanikte özel bir araştırma dalı haline gelmiştir. Her bitki türüne göre farklılık gösteren yaprak diziliş sistemi botanikte “phyllotaxy” adı altında incelenmektedir.

Yapılan araştırmalara göre her bitki türünün kendine özgü yaprak diziliş oranları vardır ve dünyanın neresine giderseniz gidin aynı türde bir bitkinin üzerindeki yaprakların dizilim şekli değişmemektedir. Botanikte “yaprak divergensi” olarak da adlandırılan bu dizilişe göre, her bitkide yaprakların gövde ya da dal etrafındaki dizilişleri belirli bir sayısal düzene göre olmaktadır. Bir yapraktan başlayıp, gövde etrafında dönerek aynı hizadaki diğer yaprağa rastlayıncaya kadar gereken tur sayısı (n) ile, bu turlar arasında karşılaşılan yaprak sayısı (s) ile ifade edilecek olursa, s/n oranı, bitkilerde “yaprak divergensi” olarak adlandırılır. Bu oranlar zeytin bitkisinde 1/2, zakkum bitkisinde 1/3, elma ağacında 2/5, muz bitkisinde 3/8, soğangillerde 5/13'tür.

Dallar üzerinde dizilmiş olan yapraklar dikkatli bir şekilde incelenecek olursa yaprak divergenslerinde matematiksel bir ilişki olduğu görülecektir. 1/2 ve 1/3’ü izleyen divergens değerleri kendinden evvel gelen divergenslerin pay ve paydalarının toplamına eşittir. Örnek: 1/2+1/3=2/5; 1/3+2/5=3/8 gibi. Bu özel dizilim, bu kuralı keşfeden Fibonacci isimli matematikçinin adı ile anılır ve “Fibonacci serisi” olarak bilinir. Bu kural estetik mükemmellik manasına da gelir ve resim, heykel, mimari gibi alanlarda temel bir ölçü olarak kullanılmaktadır. Aslında “Fibonacci serisi” diye isimlendirdiğimiz mükemmel ölçülü yapılış, Allah’ın sanatlarını sergilediği tabiatta çok sıklıkla karşımıza çıkar. Bu sayılar kullanılarak üretilen kesirler, bize “Altın Oran”ı verir. Yani Fibonacci sayılarını aşağıda görüldüğü gibi birbirini takip eden kesirler halinde yazdığımızda, ortaya çıkan bölmelerin tamamı estetik mükemmellik manasına gelen ve çoğu zaman “Altın Oran” adı da verilen sayıdır: 1/1, 1/2, 2/3, 3/5, 5/8, 8/13, 13/21, 21/34, 34/55, 55/89...

 

Her şeyde görülen ‘Altın Oran’

“Allah her şey için bir ölçü kılmıştır.” (Talak, 3) ayetinin işaret ettiği gerçeği, bitkilerde böyle görüyoruz ki; her türe ait her bitki bu oranla keşfettiğimiz ölçüyle yaratılır. Dünyanın bir ucundan diğerine, her bitki türünde özel olarak konulan bu oran hiç değiştirilmez. İşte bilimler Allah’ı böyle anlatır, akıl ve insaf nazarıyla tabiata bakanlar da böyle mucizevi işleri karşısında Âlemler Rabbinin sanatına hayran olurlar.

Yeryüzündeki tüm bitkilerde bu oranı yapmak; bütün yeryüzünde hadsiz emsâlinde aynı dikkat, aynı hikmet, aynı sanat harikasını aynı tarzda yaratmak, elbette açık bir şekilde gösterir ki, bu işi yapan bütün kâinatın yaratanıdır. Nihayetsiz bir kudreti ve hadsiz bir hikmeti gerektiren şu fiil, ancak onun fiilidir.

Bir bitki bu oranı bilebilir ve bu orana kendisi uyabilir mi? Sadece böyle bir yaprak diziliş oranının olması dahi, canlıların tesadüfen değil, kusursuz ve son derece kompleks bir oran, hesap, plan ve tasarımla yaratıldıklarını aklı olana göstermez mi? Aslında canlıların genetik yapılarına böyle bir oranı kodlayan, onları bu bilgi ve özelliklerle yaratan Allah (cc), sanattan anlayan kullarına kendini eserleriyle böyle tanıtır

Risale-i Nur’da bitkilerde görülen bu tasarım için; “…Herbir çiçeğin güzel ağzı ile ve muntâzam sünbülün lisanıyla ve mevzun tohumların ve muntâzam habbelerin kelimâtıyla hikmeti gösteren o nizâm, bilmüşahede ilmi gösteren bir mizan içindedir. Ve o mizan ise, maharet-i sanatı gösteren bir nakş-ı sanat içindedir ve o nakş-ı sanat, lütuf ve keremi gösteren bir zînet içindedir…” denilmektedir.

 

Fibonacci kuralı ve yaprak dizilişindeki hikmetler

Yukarıda belirttiğimiz gibi yapraklar Fibonacci’nin keşfettiği kurala göre dizilmişlerdir. Bu kurallı dizilişin bir hikmeti de bitki üzerindeki hiçbir yaprak diğerini gölgelemez ve tüm yapraklar güneş ışığından, havadan eşit olarak faydalanır. Ayrıca, bu diziliş sayesinde her yaprak maksimum oranda yağmur suyunu yakalamakta ve bu su gövdeden aşağı doğru akarak köklere kadar gelebilmektedir. Dolayısıyla bitkinin kökü de yağmurlu bir havada yaprakların bu özel dizilimi sayesinde yağmur suyundan maksimum oranda faydalanmış olmaktadır.

Risale-i Nur’dan aktaracağımız şu anlamlı cümlelerle yazımızı bitirelim: “…Ve birbiri içinde bulunan şu mânidar keyfiyetler, öyle bir lisan-ı şehadettir ki: Hem Sâni-i Zülcemâl’ini esmâsıyla târif eder, hem evsafıyla tavsif eder, hem cilve-i esmâsını tefsir eder, hem teveddüd ve taarrüfünü, yâni sevdirilmesini ve tanıttırılmasını ifade eder.

İşte eğer bütün rûy-i zemindeki ağaçların lisan-ı hallerini birden dinleyebilsen, “yüsebbehu lillâhi mâfissemavati vema fil’ard” hazinesinde ne kadar güzel cevherler bulunduğunu göreceksin, anlayacaksın. İşte ey nankörlük içinde kendini başıboş zanneden bedbaht gafil! Bu derece hadsiz lisanlarla kendini sana tanıttıran ve bildiren ve sevdiren bir Kerîm-i Zülcemâl, tanımak istenilmezse bu lisanları susturmalı. Mademki susturulmaz, dinlemeli. Gafletle kulağını kapasan kurtulamazsın. Çünkü: Sen kulağını kapamakla kâinat sükût etmez; mevcudat susmaz; Vahdâniyyet şahidleri seslerini kesmezler. Elbette seni mahkûm ederler…”

 

 

Kaynaklar:

1. Yakar, Tan N. Bitki Morfolojisine Giriş. İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi Basımevi, İstanbul, 1973.

2. Satıl, F. Bitki Anatomisi ve Morfolojisi, Eğitim Basım-Yayın, Balıkesir, 2012.