İslam ile şereflenen ilk Müslümanlardan olan Abdurrahman b. Avf, yıllar yıllar sonra, oruçlu geçirdiği bir günün ahirinde, önüne kurulan mükellef iftar sofrasını görünce, sofraya baktı baktı ve şöyle dedi:
“Mus’ab b. Umeyr, Uhud harbinde şehit edildi. O benden hayırlı bir kimse idi. Ama şehit edildiğinde kendisine kefen olarak üzerindeki kısacık bir hırkadan başkası bulunamadı. O hırka öyle kısa idi ki, ayaklarını örtseler, başı açık kalıyor; başını örtseler, ayakları dışarıda kalıyordu.
Uhud harbinde Hz. Hamza da şehit edildi. O da benden daha hayırlı bir kimse idi. Ona da, bir hırkadan başka kefenlik bulamadılar.
Biz ise, dünyalık ne varsa hepsine sahip olduk. Şimdi beni en çok korkutan şey şudur:
“Sakın ola ki, iyiliklerimizin karşılığını dünyada peşin olarak alıyor olmayalım!”
Bunları söyleyen büyük sahabi, ağlamaya başladı ve yemeğini de yiyemedi.