TR EN

Dil Seçin

Ara

İSLÂM’IN GÖZÜYLE

Müslüman çağın gözüyle İslâm’a bakmaz.

İslâm’ın gözüyle çağa bakar.

— Rasim Özdenören

 

***

 

FELSEFE NEDİR?

Felsefe,

insanı hiçbir yerden alıp

hiçbir şeye götüren yolların haritasıdır.

— A. Bierce

 

***

 

HRİSTİYANLIK

Hristiyanlık, herkes tarafından kabul edilen bir din

haline geldiğinde, beraberinde,

hakim olduğu her yeri istila eden

genel bir Barbarlık ve Cehalet baskınını getirmiştir.

— Stubbe

 

***

 

DÖRT ŞEY

Dört şey devam ettikçe din ve dünya ayakta duracaktır:

1) Zenginler mallarıyla cömertlik ettikçe,

2) Alimler ilimleriyle amel ettikçe,

3) Cahiller bilmedikleri bilgilerle kibirlenmedikçe,

4) Fakirler dinlerini dünyalarına satmadıkça.

— Hz. Ali (ra)

 

***

 

GÜZEL GÜLÜŞ

Güzel bir gülüş,

karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer.

— Tolstoy

 

***

 

Aşçı Babadan Kızına Hayat Dersi

Bir zamanlar, her şeyden sürekli şikayet eden, her gün hayatının ne kadar berbat olduğundan dem vuran bir kız varmış.

Genç kızın bu şikayetleri karşısında, mesleği aşçılık olan babası ona bir hayat dersi vermeye niyetlenmiş.

Bir gün onu mutfağa götürmüş. Üç ayrı cezveyi suyla doldurup ateşin üzerine koymuş. Sonra birine patates, diğerine yumurta, sonuncusuna da kahve çekirdeklerini koymuş.

Yirmi dakika sonra adam, cezvelerin altındaki ateşi kapatmış.

Birinci cezveden patatesleri çıkarıp bir tabağa koymuş.

İkincisinden yumurtayı çıkarıp onu da bir tabağa koymuş.

Daha sonra son cezvedeki kahveyi bir fincana boşaltıp kızına dönerek sormuş:

“’Ne görüyorsun?”

“Patates, yumurta ve kahve.”

“Daha yakından bak.” demiş babası. “Patatese dokun.” Kız denileni yapmış ve patatesin yumuşamış olduğunu, yumurtanın katılaşmış olduğunu görmüş. Kahveden bir yudum aldığında ise, kahvenin nefis tadıyla yüzüne bir gülümseme yayılmış.

Ama yine de bütün bunlardan bir şey anlamamış ve babasının yüzüne bakmış. Babası, patatesin de, yumurtanın da, kahve çekirdeklerinin de aynı sıkıntıyı yaşadıklarını, yani kaynar suyun altında kaldıklarını anlatmış.

Ama her birinin bu sıkıntı karşısında farklı tepkiler verdiğini söylemiş. Patates daha önce tavizsiz ve sert görünürken, kaynar suyun içine girince yumuşamış ve güçten düşmüş. Yumurta ise kaynar suyu görünce sertleşip katılaşmış. Ancak kahve çekirdekleri bambaşkaymış. Kaynar suyun içinde kalınca, kendileri değiştiği gibi suyu da değiştirmişlerdi.

Babası kızına dönüp şunu sormuş:

“Sen bunlardan hangisisin? Bir sıkıntıya düştüğünde, patates gibi yumuşayıp ezilecek misin? Yoksa yumurta gibi kalbin mi katılaşacak? Veya kahve çekirdekleri gibi başına gelen her olayın duygularını olgunlaştırmasına ve hayatına ayrı bir tat katmasına izin mi vereceksin?

 

***

 

BENDEN SONRA TUFAN

Fransızlaın meşhur kralı XV. Lui, pek bencil, pek keyfine düşkün bir adammış.

Halk fukaralıktan kırılırken, haşmetmehap, sarayında maskeli balolar düzenler, av partisi, dans partisi, kır partisi gibi bilimum partiler organize ettirir, çaldırır oynar, pişirtir yermiş.

Ancak bütün zalim krallar gibi halkının bir gün ayaklanıp boğazını sıkacağından da korkmuyor değilmiş. Bu sebeple halk arasında, bu kötü gidişata dur diyebilecek kişilerin yetişmesine engel olur, böyle adil vicdanların fikirlerini boğmaya çalışırmış.

Zaman zaman çevresindekilere şöyle dermiş: “Amaan, ne olursa olsun. Ben yaşadığım sürece taht da benim tahterevan da. Benden sonrasını veliaht düşünsün. İsterse tufan olsun.”

 

***

 

Bilgimizle birbirimizden ancak pek az farkedebiliriz.

Ama sınırsız bilgisizliğimiz içinde, hepimiz eşitiz.

— K. R. Popper

 

***

 

NASIL SEVMELİ?

Bilge bir kişiye:

“Sevince nasıl sevmeli?” diye sordular.

Biraz düşündükten sonra şöyle cevap verdi:

“Küçük bir kız çocuğu oyuncak bebeğini severken ondan nasıl karşılıklı sevgi sözleri beklemezse aynen öyle. İşte sevince insan böyle sevmeli.”

 

***

 

Biz tabiat ile savaş halindeyiz ve

eğer kazara bu savaşı kazanırsak,

kaybeden yine biz olacağız.

— E. F. Schumacher

 

***

 

ZORU SEVEBİLMEK

Hayatı mutlu kılan sevdiğimiz şeyleri yapmak değildir,

yapmak zorunda olduğumuz şeyleri sevmektir.

— Goethe

 

***

 

TEHLİKE KARŞISINDA

Kişi tehdit edici bir tehlikeye asla sırtını dönmemeli

ve ondan kaçmaya çalışmamalıdır.

Eğer bunu yaparsanız, tehlikeyi iki misline çıkarmış olursunuz.

Onunla hemen ve çekinmeden yüzleşirseniz,

tehlikeyi yarı yarıya azaltırsınız.”

— W. Churchill

 

***

 

HAFIZANIN SIRRI

İyi bir hafızanın sırrı dikkattir.

Bir konuya gösterdiğimiz dikkat o konuya olan ilgimize bağlıdır.

Zihnimizde derin bir izlenim bırakan şeyleri

nadiren unuturuz.”

— T. Edwards