TR EN

Dil Seçin

Ara

Atomaltı Dünya / Varlıkların İç Yapısını Kim İnşa Ediyor?

Atomaltı Dünya / Varlıkların İç Yapısını Kim İnşa Ediyor?

Parçacık fiziği araştırmacıları 50 senedir görünen âlemin görünmeyen yüzünü araştırıyor, yeni bir fizik anlayışına kapı aralamak için uğraşıyorlar. 

Prof. Dominik Stöckinger, parçacık fiziği araştırmacısı, özellikle myon uzmanı.

İki türlü parçacık var: Fermiyon denilen madde parçacığı ve foton denilen kuvvet parçacığı.

Madde parçacığı kuarklar ve leptonlardan meydana gelir. Fotonlar ise ışık parçacığı.

Proton ve nötronların %2’si kuarklardan, %98’i ise gluon enerjisinden meydana gelir. 

Kuarklar ve gluonlar, kâinat kitabının iki harfi. Akıllı, bilgili, güçlü ve bilinçli varlıklar değil.

Parçacık fiziği araştırmalarında tarihi bir dönem yaşanıyor. Şikago yakınlarındaki Fermilab’daki parçacık fiziği araştırma merkezinde Myon parçacığı ile ilgili hassas ölçümler yapılıyor. Fizikçiler özellikle Myon parçacığı ile ilgileniyorlar çünkü çok hassas, bilinen tabiat kanunlarının ötesindeki âlemi anlama bakımından çok önemli bir olay.

Yaklaşık 50 sene önce “Standart Model” teorisi ortaya atıldı. Buna göre bütün hassas ölçümlerde bilinen parçacıkların değişkenlik gösteren etkileri bugüne kadar hep teyit edildi. 

Standart modele göre atom içinde 6 kuvvet parçacığı, 24 madde parçacığı, 1 adet Higgs parçacığı olmak üzere 31 parçacık bulunuyor. 

Standart Model, atomdaki düzeni açıklamaya yetmiyor. Parçalar bütüne eşit değil.

Higgs bozonunun varlığını 50 yıl önce Peter Higgs tahmin etti, madde olarak varlığı yok. Kuarklara kütle kazandırır, onlar da proton-nötronu oluşturur.

Bugünlerde standart modelle ilgili zafer, lanete dönüştü: Dev harcamalar neticesi parçacık fizikçileri standart model sınırını zorladılar. Gittikçe daha fazla kuvvetle parçacıktan sonra kıymıklarını aramak için parçacıkların birbirine çarpmasına izin verdiler. Şimdiye kadar her deneme başarısızlıkla sonuçlandı.

Fizikçiler yeni bir fizik anlayışı keşfetmek isterken Cern’deki dev parçacık hızlandırıcısı büyük hadron çarpıştırıcısı (LHC) eski bilgileri doğruladı.

Fermilab’da uzun zamandır yapılan gözlemlerden sonra nihayet “parçacık fabrikasından” yeni görüntüler var. Araştırmacılar çok özel rafine metotlar kullanıyor, standart modelin ötesini keşfetmek için myonları sensör olarak bilinmeyene gönderiyorlar.

Myonlar, özellik olarak elektronlarla akraba, onlardan 200 defa daha ağır.  Bilinmeyen âlemi keşfetmek için son derece uygun. 

Araştırmacılar, hassas ölçümlerinde bu tuhaf ve inanılmaz derecede her yerde bulunan harika parçacıklardan faydalanıyorlar. Her yerdeler, hatta boş mekânlarda bile bulunuyor, sürekli ortaya çıkıyorlar, saniyenin çok küçük bir bölümünde tekrar kayboluyorlar. Buna, vakum dalgalanmaları arka plan ışıltıları deniyor.

Görünüp kaybolan parçacıkların kaçtığı mekân, hassas ölçümlerle fark edilebilir. Myonlar ancak odada dalgalanan parçacıkların sürekli sarsılma ve titremesini hisseder. 

Myonlar son derece homojen bir manyetik alana maruz kaldıklarında bir depolama halkasında beslenir. Hassas ölçümlerle magnetik alanlarda vakum dalgalanmalarının myonları ne kadar çektiği ve dönme hareketleri ölçülür.

Bilinen ve bilinmeyen bütün parçacık türleri myonları etkiliyor. Bilinen parçacık türlerine etkisi çok hassas bir şekilde hesaplanabilir.

Bulgular yeni bir fizik anlayışını açıklamak için yeter netlikte değil ama ilerletilmiş hassas ölçmelerle yapılan deneyler, oldukça anlamlı. Ölçümler Fermilab’da devam ediyor.

Higgs parçacığı, süpersymmetri, lepton-kuarks veya axione ile ilgili sorular var.  Her türlü anahtar kelimelerin ötesinde karmaşık bir teori gizli.

“Mevcut her varlığın iç yapısı nasıl inşa ediliyor? Her teori ayrıntılı olarak bunu açıklamalı,” diyor Johann Grolle, 10.04. 2021 tarihli Der Spiegel dergisinde.

Evrende harika bir düzen var, bilim dünyası atom altı varlıkları keşfetme çabasında. Kâinattaki hassas dengenin devam edebilmesi için keşfedilememiş anti madde olması gerektiği tezi ortaya atılıyor. 

Varlıkların bu bilinçsiz, bilgisiz, hayatsız parçacıklar tarafından inşa edildiği söylenemez.

Akıl da evrendeki düzen için, bilinçli, ilim sahibi, gücü her şeye yeten bir yaratıcının eseridir diyor.

Kur’an da, “Allah’ın gökte ve yerde yarattığı varlıklarda, sakınan bir kavim için deliller vardır” buyurur. (Yunus, 6)

Her şeye gücü yeten ve atom altı varlıklardan atoma, evrene kadar her şeyi düzene koyan tek Allah’ı kabul edemeyenler, aklı hayrete düşürecek cümleler kuruyorlar.

Atom altı parçacıkları “Tanrı parçacığı” diyerek kütlesiz, akılsız, bilgisiz, güçsüz zerrecikleri tanrılaştırıyorlar. 

Elektronlar, elektrik akımından; fotonlar, elektro manyetik akımın yayılmasından sorumlu. Leptonlar, evreni oluşturmada görev almışlar. Kütlesi olmayan Higgs bozonları kuarkları meydana getiriyor; onlar da proton ve nötronu meydana getirir; gluon enerjisi onları bir arada tutuyor.” diyenler var.

Materyalistler; akılsız, bilgisiz, kütlesiz parçacıkların, atomdaki, evrendeki düzeni kurup sürdürebileceğini iddia ediyorlar.

Ateistler, kâinattaki hassas ve mükemmel düzeni açıklayamıyor. 

Myonları, fotonları, elektronları kim yaratıyor? Bunlar Güneş’teki patlamalar sonucu ortaya çıkıyor, diyenler var. 

Güneş sistemini kuran kudret, ilim, irade sahibi bir sanatkâr var. Sistemi kuran olmazsa sistem olmaz.