TR EN

Dil Seçin

Ara

Çağımızın Sosyal Afeti: Alkol

Alkol, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere bütün dünyada önemli bir sağlık sorunu olduğu kadar toplumsal zarar ve afetlere yol açan bir maddedir. 14 milyon ABD’linin (yani her 13 yetişkinden 1’inin) alkol bağımlısı veya alkol kötüye kullanım problemi olduğu hesaplanmaktadır. Bu sayının 4.6 milyon kişisi kadındır.

Alkol, cinayetlerin % 86’sında, şiddet suçlarının % 37’sinde, cinsel saldırganlığın % 60’ında, evlilikte şiddetin % 57 erkekte, % 27 kadında, çocuğa kaba kuvvetin % 13’ünde, hırsızlık ve çalma suçunun % 27’sinde sorumlu tutulmaktadır. Şiddet içeren suçlar ile alkol alımı arasındaki güçlü ilişki çok açıktır. 11 ülkeden bildirilen 9000’i aşan suç incelendiğinde, şiddet uygulayanların 2/3’ünün suç esnasında alkol almış olduğu ve mağdurların yaklaşık yarısının suça kurban gittikleri dönemde alkollü oldukları bildirilmiştir. Tüm hastaneye yatışların (yetişkinler için) % 20’si alkolle ilgili hastalıklar sebebiyledir. Sirozun % 32, dudak ve ağız boğaz kanserinin % 29, karaciğer kanserinin % 25, cinayetlerin % 20, intiharların % 11 alkolden kaynaklandığı hesaplanmaktadır. Alkol kullanımından doğan problemlerin maliyeti ABD’de yıllık 400 milyar doları bulmaktadır.

56 milyon nüfuslu İngiltere’nin 32 milyonu düzenli olarak alkollü içki içmektedir ve bunların 2 milyonu aşırı kullanmakta, 1 milyonu ise alkole bağlı ciddi sorunlar yaşamaktadır. İstatistiklere göre bu ülkede; yangın sonucu ölümlerin % 80’inde, ciddi kafa travmalarının % 65’inde, cinayetlerin % 50’sinde, trafik kazalarının % 40’ında, ev kazalarının % 30’unda alkol tüketiminin etkisi söz konusudur.

Bu gerçeklerin bilinmesine rağmen yaygın kullanımından dolayı alkole suskun kalınırken bir grup bilim adamı sessizliğe çığlık attı: “Yüz ölümden dördünün sebebi olan alkole dikkat!”

Toronto Alkol Sağlığı ve Bağımlılık merkezi uzmanlarından Dr. Jurgen Rehm başkanlığında bir ekip tarafından yapılan araştırmanın sonuçları, dünyaca ünlü The Lancet adlı tıp dergisinin 27 Haziran sayısında yayınlandı. “Alcohol and Global Helath” başlığı ile yayınlanan araştırma hakkında Dr. Rehm şöyle konuşuyor:

Alkolün kansere sebep olduğu bilinen bir gerçek. Alkol nedenli iş ve trafik kazaları, nöropsikiyatrik rahatsızlıklar ve alkole olan bağımlılık, her zaman öldürmese de insanları iş göremez hale getiriyor. Ancak baş ve boyun bölgesindeki habis tümörler, mide, kolon ve göğüs kanseri vakalarında alkolün olumsuz etkisi belirgin.”

Aşırı alkolün karaciğer ve kalp-damar sistemi üzerinde de ölüme yol açtığını söyleyen Dr. Rehm, konuyla ilgili şunları söylüyor:

“Dünya genelinde insanlar, benzinlerde kullanılan etanolden her yıl 6.2 litre içiyorlar. Bu da herkesin haftada 12 şişe bira veya orta boy şarap içmesi ile eşdeğerde bir miktar. Dünyada ortalama 25’te 1 olan alkol kaynaklı ölümler, Avrupa ülkelerinde 20’de 1’e yükseliyor. Avrupa ülkeleri arasında da eski Sovyet Cumhuriyetleri 7’de 1 ile ilk sırada. Bu ülkelerde her yetişkin günde ortalama 1 şişe votka tüketiyor. Aslında içmeyenleri hesaba katarsanız içenler için bu rakamlar iki katına çıkıyor.”

Araştırma ekibinin verilerine göre; alkol, vücudumuzun hormonal dengesini bozarak ağız, boğaz, bağırsak ve meme gibi organlarda kanser oluşumuna yol açmaktadır. Ancak Dr. Rehm, karaciğer kanseri ve siroz gibi alkolden olduğu bilinen hastalıklar dışında alkolün sebep olduğu rahatsızlıklara insanların bigane kalmalarını da eleştiriyor. Sözgelimi komşusu akciğer kanserinden öldüyse, “kendisi veya yakını sigara içiyordur” diye yorumluyor. Meme kanseri olduğunda ise bu rahatsızlığın % 20 oranında kaynağı olan alkolü kanserojen (kanser yapıcı madde) olarak nedense yok sayıyor.

“Halk alkolün bu zararlarına aldırış etmiyor. Aksine az miktar şarabın kalbe iyi geldiği gibi temelsiz görüş sık tekrarlanıyor. Halbuki içkinin insana faydası yok. Üstelik az miktar derken kişiler giderek daha çok içiyorlar. Yararlı diye alkole başlamak ise cinayet.”

Dr. Rehm’e göre alkol tüketimi özellikle Hindistan ve Çin gibi nüfusu çok yüksek ülkelerde hızla artmaktadır. Yine kadınlar giderek daha çok alkol tüketmektedir. Üretiminin artması ve dünya çapında pazarlama yöntemlerinin yaygınlaşması alkol felâketini içinden çıkılmaz hale getirmektedir.

Dr. Rehm, “Alkolün zararlarını önlemek için etkili hangi stratejileri kullanmak gerektiği bugün daha önem kazanmıştır. Ülke yöneticilerinin süratle bu tedbirleri uygulamaları gerekir. Böylelikle zarar azaltılabilir.” diyor.

Dr. Rehm, “2000 yılında sigaranın zararları tavana vurduğunda bütün dünyada tütün aleyhtarı kampanyalar başladı ve kullanım geriletildi. Alkolün yol açtığı sağlık ve ekonomik felâketin şu anki durumu o seviyeye ulaşmıştır.” diyor.

Dr. Rehm’in alkol afetine tedbir olarak söylediği sözler ilginç:

“Artık dünyada daha fazla insan alkolden uzak duruyor. Gelişmiş toplumlarda giderek alkol dağıtımının veya satışının yasak olduğu İslâm ülkelerindeki gibi alkole karşı çıkış ve tepki artıyor. Alkolün hayatımız üzerindeki risklerini yeniden düşünmeye ihtiyacımız var. Şu aşamada alkolün yasaklanmasını talep edemeyiz ama hiçbir şey de sağlığımızdan önemli olamaz.”

 

DİPNOTLAR:

1. Alkol ve Trafik Kazaları. S. Saygılı. Avrupa Tıp Kitapçılık, İstanbul, 2009

2. Lancet. 27 Haziran 2009 sayısı

3. Alkol ve İçki Sorunları. J. Chick. Morpa Yayınları, İstanbul, 2005

4. About Alcoholism. C. ve CA. Herrick. Jones and Barlet Publishers. ABD, 2007