Kalp ve damar hastalıkları tüm dünyada ölümün en sık sebebi olmaya devam etmektedir. Daha önce yapılmış gözlemsel çalışmalar düşük seviyede alkol tüketiminin kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu etkisi olduğunu öne sürüyordu. 2022 yılında Harvard Tıp Fakültesi’nden Biddinger ve arkadaşlarının saygın bir tıp dergisinde (JAMA Network Open) yayınlanan makalelerinde düşük miktardaki alkol tüketiminin de kalp ve damar hastalıkları riskini artırdığı gösterildi.
Araştırmacılar UK Biobank adlı veri tabanındaki 371.463 kişinin verilerini kullandı. Bu veri bankası medikal kayıtlarının yanı sıra genetik kayıtları da içermekteydi.
Çalışmada gerek geleneksel, gerekse Mendelian rastgeleleştirme denilen güncel istatistiksel yöntemlerle farklı derecede alkol tüketimi ile kalp ve damar hastalıkları arasındaki ilişki ortaya koyuldu.
Daha önceki çalışmalarda düşük düzeyde alkol tüketiminin sağladığı öne sürülen faydanın, düşük alkol tüketen grubun, alkolden sakınan veya yüksek miktarda alkol tüketen diğer gruplara nazaran daha iyi ve kalp-damar koruyucu yaşam tarzlarına (daha fazla hareket, daha az sigara içme, daha sağlıklı diyet gibi) bağlı olduğu belirtildi.
Bu yaşam tarzı değişikliklerine göre istatistiksel düzenlemeler yapıldığında alkolün koruyucu etkisinin giderek azaldığı ortaya koyuldu. Dahası genetik analizler, bazı ülkelerin kılavuz önerileri arasında yer alan düşük alkol tüketiminin bile, artmış kalp ve damar hastalığı riski ile beraber olduğunu ve tüketim arttıkça riskin katlanarak arttığını gösterdi.
Her ne kadar alkolden uzak durmak için Allah’ın emri yeterli olması gerekirken; güncel tıp verileri de alkolün azının karar(!) olmadığını ve alkolden sağlığımız için de sakınmamız gerektiğini ortaya koyacak gibi gözükmektedir.
Kaynak:
Biddinger KJ ve ark. Association of Habitual Alcohol Intake With Risk of Cardiovascular Disease. JAMA Netw Open. 2022 Mar 1;5(3):e223849.