TR EN

Dil Seçin

Ara

Trafik Polisi

Trafik Polisi

Diyelim ki hız limitini aştınız, radar kayda girdi. “Sağa çekin!” diyen trafik polisi size şunu söylemez: “Anlıyorum hanfendi, dalgınlığınıza gelmiş olmalı; hız limitiyle ilgili trafik levhası gözünüzden kaçmış olabilir.” 

Trafik polisi size şunu da demez: “Gördüğüm kadarıyla arkadaşınızı uçağa yetiştirmeye çalışıyorsunuz; aceleniz bundan. Burada, vedayı göze alamayıp evden geç çıkmış olmanızın da payı var diye görüyorum. Hız limitini dikkate almamış olmanızı anlıyorum.” 

Trafik polisi ayrıca şöyle de konuşmaz: “Ehliyet ve ruhsat istesem sizden, umarım rahatsız olmazsınız. Çocukluğunuz eleştirel ebeveynin gölgesinde geçmiş olduğu için olsa gerek ki, şu anda aynı duygu-durumuna geçiyorsunuz bilinçaltınızla. Dilerseniz daha sonra denetleyelim sizi...”

Trafik polislerine değil sözüm elbette. “Trafik polisi” imajına. Trafik polisi ceza kesmek ister, ceza kesmek isteyen de hep hata görür, hata görenin önceliği ise yargılamaktır. 

Bugün kendinize sorun: “Sevdiklerim için trafik polisi olmaktan fazlasını yapmaya değmez mi? Şimdiye kadar hep yargıladım; bir de anlamayı denesem olur mu?”