TR EN

Dil Seçin

Ara

Müzedeki Ayet

Bir üniversitede ders vermek üzere gittiğim yurtdışı seyahatlerinden birisinde, orada bulunan ve çok etkileyici olduğunu duyduğum tabiat müzesini gezmek istedim. Avusturya Viyana’da bulunan geniş, kapsamlı ve oldukça büyük olan Viyana Ulusal Doğa Tarihi Müzesine gittim. 39 sergi salonu ve 9 bin metrekarelik kapalı alanıyla dünyanın sayılı doğa tarihi müzelerinden biri olan müzede 30 milyondan fazla materyal bulunuyor. Farklı bölümlerde taşlar, madenler, eklem bacaklılar, balıklar, memelilerden örnekler bulunuyor. Bir kısımda ise göktaşları sergileniyor. Müzeyi gezerken göktaşlarının sergilendiği kısma geldim.

Bir üniversitede ders vermek üzere gittiğim yurtdışı seyahatlerinden birisinde, orada bulunan ve çok etkileyici olduğunu duyduğum tabiat müzesini gezmek istedim. Avusturya Viyana’da bulunan geniş, kapsamlı ve oldukça büyük olan Viyana Ulusal Doğa Tarihi Müzesine gittim. 39 sergi salonu ve 9 bin metrekarelik kapalı alanıyla dünyanın sayılı doğa tarihi müzelerinden biri olan müzede 30 milyondan fazla materyal bulunuyor. Farklı bölümlerde taşlar, madenler, eklem bacaklılar, balıklar, memelilerden örnekler bulunuyor. Bir kısımda ise göktaşları sergileniyor. Müzeyi gezerken göktaşlarının sergilendiği kısma geldim. 

Bu taşları seyrederken birden büyük demirlerin göktaşı kısmında sergilendiğini gördüm. Ve o anda Kur’an’da, “Demiri indirdik. Onda çetin bir sertlik ve insanlar için birtakım menfaatler vardır.” ayeti aklıma geldi. Bu gökten inmiş demirler doğrudan Kur’an ayetini gösteriyordu. Ayetin meali ile burun buruna idik. Gökten indirilmiş demirler karşımda duruyordu. Bunların bazıları kesilmiş saf demir halinde sergileniyordu. Madem Kur’an ayetlerinin birçok veçhesi—manası—vardır. Bu müzede bulunan gökten inmiş demirlerin de bu ayetin bir manasını gösterdiğine kimse itiraz etmez diye düşünüyorum.

Bediüzzaman, Risale-i Nur eserlerinde yukarıda zikredilen ayet için, “Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân, اَنْزَلْنَا (enzelna-indirdik) kelimesiyle, demirdeki azîm ve çok ehemmiyetli nimet cihetini ihtar etmek için اَنْزَلْنَا (enzelna) demiş. Çünkü yalnız demirin zâtını nazara vermiyor ki, “ihrac” desin. Belki demirdeki nimet-i azîmeyi ve nev-i beşerin demire ne derece muhtaç olduğunu ihtar içindir.”

“Nimet ciheti ise aşağıdan yukarıya çıkmıyor, belki rahmet hazinesinden geliyor. Rahmet hazinesi elbette âlî, yukarı ve mânen yüksek mertebededir. Elbette nimet yukarıdan aşağıyadır ve muhtaç olan beşerin mertebesi aşağıdadır. Elbette in’âm, ihtiyâcın mâfevkindedir. Onun için, nimetin hazine-i rahmetten beşerin ihtiyâcına imdâd için gelmesinin hak tâbiri, اَنْزَلْنَا (enzelna)dır, “ihrac” değildir.” demektedir.

Demir insanlığın eskiden olduğu gibi şimdi de medeniyetinin temel taşını oluşturur. Teknolojinin temeli, sanatların esası demirdir. Otomotiv, inşaat ve gemi sektöründe vazgeçilmezdir. Demir, dünya yüzeyinde en yaygın dördüncü mineral ve yerkabuğunda en çok bulunan metaldir. Cenab-ı Hakk’ın insanoğluna en büyük ikramlarından biri demirdir. 

Kur’an-ı Kerîm’de “demir” anlamında “Hadid” suresinin olması, onun önemine bir işaret olarak görülebilir.  Demir olmazsa insan medeniyetinden söz etmek mümkün olamaz. İşte bunlar gibi çok önemli görevler görmesine işareten, Kur’an’da “Demiri indirdik. Onda çetin bir sertlik ve insanlar için birtakım menfaatler vardır.” denilmiştir.

 

Kaynaklar:

1. Kur’an-ı Kerim, Hadid Sûresi, 57:25.

2. Lem’alar - Yirmi Sekizinci Lem’a, Bediüzzaman Said Nursi

3. https://sorularlaislamiyet.com/