Peygamber Efendimiz (asm), Mekke’nin fethinde, amcası Ebu Talib’in kızı Ümmühani’nin evini şereflendirmişti.
Ona:
“Yanınızda yiyecek bir şey var mı?” diye sordu.
Ümmühani, mahcup bir ses ile cevap verdi:
“Hayır, kurumuş ekmek kırıntıları, tuz ve biraz da sirke var. Ben de, bunları sana ikram etmekten utanırım…”
Mübarek ömrü boyunca, önüne konulan hiçbir yemeği küçümsemeyen ve beğenmemezlik etmeyen Allah’ın Resulü:
“Getir onları!” diye emretti. Sonra o kuru ekmekler suyun içine ufalandı. Bir miktar tuz ilave edildikten sonra da, üzerlerine sirke döküldü.
Bu mütevazi yemeği, afiyetle yiyen Peygamber Aleyhisselam, Rabbine hamd duaları ettikten sonra, şöyle buyurdu:
“Ey Ümmühani! Sirke ne güzel katıktır. Sirkesi bulunan bir ev, katıktan mahrum sayılmaz!”