TR EN

Dil Seçin

Ara

Allah’ı Bulan Her Şeyi Bulur

Allah’ı Bulan Her Şeyi Bulur

Rüzgar dindi, dalgalar dindi, sekinetli bir hal oldu ruhumda. Hayatımın her anını bu duygu ile yaşamak isterdim. Hani insan bir dertten şifa bulunca sevinir ya; ben de deva bulunca asıl derdimi ve şifamı anladım, öyle sevindim.

Bir cuma namazında acizliğimi, fakirliğimi iliklerime kadar hissettim. Zaman zaman oluyor, fakat bu defa çok başkaydı. O an her nefes alışımın, her zerremin dahi Allah’ın iznine bağlı olduğunu hakkalyakîn hissettim. Sanki perdeler açıldı, Onsuz olamayacağımı gördüm. Bir hiç olduğumu, yaptığım işlerin Onun ilmi, iradesi, kudreti olmadan olmayacağını ayan beyan gördüm. 

Rüzgar dindi, dalgalar dindi, sekinetli bir hal oldu ruhumda. Hayatımın her anını bu duygu ile yaşamak isterdim. Hani insan bir dertten şifa bulunca sevinir ya; ben de deva bulunca asıl derdimi ve şifamı anladım, öyle sevindim. 

Dilimde Allah

Kalbimde Allah

Allah, illallah

Zikrimde Allah

Fikrimde Allah

Gönlümde Allah

Allah, illallah

Gözlerim buğulandı. İnsanın Allah karşısında hiçliğini hissetmesi ne kadar büyük bir hazineymiş. Şükür ki ne şükür… 

Rabbim seni bilmeden biz bir hiçiz. Her şeyimiz sana bağlı. Ruhum seninle nefes alıyor, kalbim seninle atıyor; hayatım, her şeyim sana bağlı. 

Şahane bir manzara karşısında gözlerinizi kapatınca nasıl kayboluyorsa, kalbin önündeki perdeler de insanın Rabbine olan olmazsa olmaz ihtiyacını böyle göstermiyor işte.

Allah (cc), kuluna nefsinden kendini bildiriyor. Aciziz, Allah bizim için yaratıyor; havayı, suyu, şifayı, rızkı, duygularımızı, her şeyi yaratıyor. Fakiriz, ihtiyaçlarımız var, onları bize lütfediyor; nefes almaktan yaşamaya, rızıktan şifaya, ebedi hayata kadar her ihtiyacımızı Allah veriyor. Yaratan O, veren O…

Bunun için aczine ve fakrına bakan Rabbini bulur. “Nefsini bilen, Rabbini bilir” demişler.

Dilimde Allah

Kalbimde Allah

Allah, illallah

Zikrimde Allah

Fikrimde Allah

Gönlümde Allah

Allah, illallah

Yaşadıkça anlıyor insan; öğrene öğrene yaşıyoruz. 

Hz. İbrahim gibi, batanları, gidenleri, sönenleri, boş yere oyalayan ve ömür tüketenleri geçmedikçe gerçekleri pek göremiyoruz. 

Hayat da aslında bunun için, yaşadıklarımız bunun için var diye hissediyorum: İnsanın Rabbini tanıması ve bulması için. Bırakıp gidenlere bedel, asla bırakıp gitmeyen Rabbini bulmak; insanı, hissettiklerini anlamayanlara bedel, insanı en iyi anlayan ve derdine derman verebilecek olan Rabbini bulmak; sadece menfaatini düşünenlere bedel, gerçek dostu olan Rabbini bulmak; olmayacak hayalleri vaad edenlere bedel, gerçek nimetleri ve lütuflarıyla insana kusursuz mutluluk ve huzur veren Rabbini bulmak; değer vermeyenlere bedel, insana kâinattan daha fazla değer veren ve bunu, tüm yerdeki gökteki her şeyi insan için çalıştırarak gösteren Rabbini bulmak… Hayatın asıl anlamı, amacı, insana faydası bu diye düşünüyorum… 

Bu evren, bu dünya bir fabrika ise, onun en değerli mahsulü, insanın Rabbini tanıması, Onu bulmasıdır. Belki de bu fabrika sadece bu mahsul içindir…

Bunun için Allah bize ne verirse güzeldir. Gülüne bak rahmetini bul; dikenine bak hikmetini gör. İnsanın eğitimi meşakkatlidir; insanı zorluklar olgunlaştırır. Bu sebeple dünya aynı zamanda meşakkatlidir; çünkü insanın okuludur, sınandığı yerdir. Zahmette rahmet vardır demişler boşuna değil. İnsan da evladını sever, ama olgunlaşması için yaşadığı zorluklara razı olur; bu da sevginin bir tezahürüdür. 

Bakmayı bilirsek, her şeyde Rabbimizin rahmetini bulabiliriz…

Dilimde Allah

Kalbimde Allah

Allah, illallah

Zikrimde Allah

Fikrimde Allah

Gönlümde Allah

Allah, illallah

Ey hazineyi dışarıda arayan... Hazine sensin…

Sevelim. Sevme duygusunu veren Allah’ı sevelim. Sevme duygusunu sevelim. Her şeyi, insanları sevelim. 

Sıfır sermaye ile her şeyi kazanmanın mümkün olduğunu insanda görelim. Nasıl bir Allah’a iman ettiğimizi şükürlerle tekrar tekrar görelim.  

Ve bilelim: Allah’ı bulan her şeyi bulur; Onu bulmayan hiç bir şey bulmaz, bulsa da başına dert bulur…