TR EN

Dil Seçin

Ara

İncir Çekirdeği

EMANETÇİ

İnsan dünyada bir emanetçi olarak yaşıyor. Bedeni de, ruhu da, yetenekleri de hep bir gün alınmak üzere ona verilmiş. Kâinat, içindekilerle beraber bütünüyle Allaha ait. Yaratanı da, idare edeni de Allah. Mülkün sahibi O.

Hakikat böyle olduğu için, insan malıyla değil, malını nereye kullandığıyla değer alıyor. Bilgisine göre değil bilgisini nereye kullandığına göre kıymet kazanıyor. Yoksa, mülkün sahibi zaten var. 

İnsan, kendisine verilen imkânlarını nereye, nasıl kullandığının imtihanını veriyor sadece...

***

 

CANLI ŞÜKÜRLER

Bir şeyin değeri, yokluğunda anlaşılır. Nimetlerin değeri de açlık ile bilinir. En güzel, en canlı şükür ise nimetin değerinin bilinmesiyle yapılabilir. 

İftarda acele etmemizin tavsiye edilmesinin bir hikmeti de, hissederek ve canlı şükürler yapabilmemiz için olsa gerek...

***

 

İMAN MUTLULUĞU

Her şey bir mutluluk sebebi olabilir insan için. Malla mülkle de mutlu olabilir insan. Ama, fanilik, devamsızlık, o mutluluğu zedeler, söndürür.

İman da mutlu eder insanı. Onun mutluluğu ise en büyük, hatta sonsuz mutluluk kaynağı olur. 

İmandan gelen mutlulukta bitme, kaybolma, ayrılma.. endişeleri yoktur. Çünkü, imanlı insan Rabbi tarafından sevildiğini bilir. Allah tarafından seviliyor olduğunu bilmek, sonsuz mutluluğu tattırır insana. Şefkatli anne ve babasının yanındaki çocuk gibi, korktuğunda sığınacak, istediğinde istediği şeyi verebilecek Rabbine bağlanmaktan, sevmekten ve sevilmekten daha büyük, daha kalıcı mutluluk olabilir mi?

***

 

İNSAN BİR BİLSEYDİ

Bir katil, küçük hesaplarla bir şekilde kurtulacağı planlarını yapıp birisini öldürüyor. Bu cani, kaçamayacağı büyük hesap gününü düşünseydi, kul hakkını bilseydi, öldürdüğü kişi, hakkını almak için karşısında olduğu halde hesap vereceğini bilseydi, belki böyle yapmayacaktı, o cinayeti işlemeyecekti.. Bir insanken, bir katil olmayacaktı.

O öldürülen de bilseydi ki, bir gün, iman cahilliğinin, küçücük hesapların kurbanı olacak, bütün hayatını insanların imanına hizmete, insanları yüce duygulara yakın etmeye sarf edecekti belki de...