TR EN

Dil Seçin

Ara

Doğu Anadolunun çeşitli bölgelerinden İstanbula, Ankaraya ve başka büyük şehirlere akın eden halkımız var. Bunlar ailece gelip apartmanlarda kapıcılık, iç hizmetleri ve başka işler yapıyorlar.

Adlarını öğreniyorum.

Bilhassa kadın adları dikkatimi çekiyor: Gül, Gönlü Gül, Yazgülü, Gülşah, Gülşan, Güldalı, Güldâne, Gülizar, Kırgülü, Gülbeyaz hattâ erkek adı olarak da bazen: Gülbey.

Bu güllü isimlerin, bu Anadolumuzu gül bahçelerine çeviren güzel adların, bu derece ısrarla niçin konulduklarını ben biliyorum. Ama yine de bilmezlikten gelerek soruyorum:

Sizin oralarda gül bahçeleri çok olmalı... Köy evlerinin bahçelerinde çok mu çiçek yetiştirirsiniz?”

Adı, Güldalı olan kadın cevap veriyor:

Hayır beğ, bizim oralarda çiçek bahçesi ne gezer. Biz toprağı tarla diye kullanırız.”

Peki, kızlarınıza bu kadar çok ve bu kadar güzel gül adlarını, yoksa güle hasret duyduğunuz için mi koyuyorsunuz?”

Hayır beğ, bizim hasret duyduğumuz başkadır. Bizim oralarda inanılır ki gül, Hz. Muhammedin remzidir.”

(Nihat Sami Banarlı)