KONUŞMAK
Çocuğumuz şimdilerde iki yaşına merdiven dayadı. Her daim onu izliyoruz. Her şeyi dikkatimizi çekiyor. Ama gözümüzden kaçanlar da oluyor. Ve bazı olağanüstü güzellikleri fark edemiyoruz.
Böyle birini geçenlerde yaşadım. Çocuğumuz, çat pat bir şeyler söylediği halde, çevremden, birkaç defa “Ne zaman konuşacak?” sorusunu duydum. Ne kadar tatminsiz olduğumuzu düşündüm. Çünkü, bir muhabbet kuşu, üç beş kelimeyi söyleyebiliyor diye, ona “konuşuyor” diyoruz. Bebek onlarca kelimeyi anlamlarıyla beraber söylediği halde, “Ne zaman konuşacak?” diye soruyoruz.
DOĞUM GÜNÜ
İnsan bir kere doğar. Fakat isterse, her güne yeniden doğmuş gibi başlayabilir.
İNSANLIK
Ekmeklerine yoksulların açlıklarını katık edinenler, sizin yanınızda yamyamlar bile masum kalıyor. Ölmemiş hiçbir vicdan, insanların daimi sefaletine dayanamaz.
YAŞAMANIN MANTIĞI
Elbette mantıksız yaşanmıyor fakat mantığın dozunun kaçması da hayatı donuklaştırıyor.
Mantığın katı kurallarının yanında duygular da yeterince yer bulmalı hayatta.
Kara bina mantıksa, o binanın dekore edilip tefriş edilmesi duygulara karşılık geliyor. Kara binada fazla seçenek olmaması karşısında, onun içinin süslenip dekorunun yapılması, sonsuz seçenekler getiriyor karşımıza.
Duyguların dünyası sınırlanmadığı için, hayat duygularla, yani esneklik ve seçeneklerle güzelleşiyor...
NİMET
Nimet sadece bize verilenler değildir. Bize verilmeyenler de, bize verilenler kadar büyük nimettir.
Kendimizi bir listelesek ve bize ne ihsan edilmişse hepsini bir güzel yazsak…
Bir de bize verilmeyenleri, örneğin, yokluk verilmemiş, cansızlık verilmemiş, hayvan olmak verilmemiş, her an başımıza gelebilecek nice kazalar verilmemiş, bedenimizde olabilecek sayısız arızalar verilmemiş...
Rabbimiz rahmetini, sadece ihsan ettikleriyle değil, vermedikleriyle de gösteriyor. Rabbimiz sadece lütuflarıyla değil, esirgemesiyle de bizi ne kadar sevdiğini gösteriyor.