TR EN

Dil Seçin

Ara

Aynı Dili Konuşmak

Aynı Dili Konuşmak

Otobüste giderken çaprazımda Afrikalı bir yolcu vardı. Muavin biletlerimizi kontrol ederken, onun biletinde problem olduğunu düşündü. Afrikalı genç tek kelime Türkçe bilmediği gibi İngilizce de bilmiyordu. Muavinde ne yapacağını nasıl derdini anlatacağını şaşırdı.

Afrikalı genç derdini anlatana, yani biletinde problem olmaması gerektiğini söyleyene kadar o kadar sıkıntıya girdi ki.

Ellerini oynattı, terledi terini sildi, sesini yükseltti, etrafına yardım ister gibi baktı.

Sonra oturdu, sonra kalktı...

Çaresizliği o kadar somuttu ki, onun çaresizliğini hepimiz çok derinden hissettik.

Görmeliydiniz...

Neyse ki problem çözüldü de yolumuza devam ettik.

Oysa bizimle aynı dili konuşabilseydi, muhtemelen sıkıntıyı hemen anlayacaktık ve çözümünü de hemen bulacaktık.

Bu hep böyledir aslında.

Aynı dili konuşmadığın insanlarla iletişim kurmak, aslında mesele ettiğin şeyin tam olarak ne olduğunu anlatabilmek ömür törpüsü gibidir.

Ve bana göre dünyanın en boş çabalarından biri seninle aynı dili konuşmayan kırıldığın birine seni neden üzdüğünü tam da senin istediğin şekli ile anlatmaya çalışmaktır.

Sizin de başınıza gelmiştir mutlaka.

Tam olarak kalbinin nasıl ve nereden kırıldığını anlasın istersin. Kırdığı yeri sadece öpüp iyileştirmesin, bir de seni anladığına seni ikna etsin diye beklersin.

Küsersin, öfkelenirsin, bağırırsın, konuşmaya çalışırsın, uzun mesajlar yazarsın değişen bir şey olmaz.

Çünkü anlayamaz.

Çünkü seninle aynı dili konuşamaz.

Sizi anlamadığını anladığınız anda, kendinizi anlatmaya çalışmıyorsunuz artık.

Susuyorsunuz...

Bu defa da adın “neden benimle konuşmuyorsun?” oluyor.

Ormanda yalnız kalmış yaşlı bir ağaç gibi hissediyorsunuz sonra.

Çaresizlik işte…

İletişim problemi yaşadığımız kişi eğer hayatımızda olması gereken biri ise, ondan sizin dilinizi öğrenmesini beklemek yerine siz onun dilini öğrenmek için çaba harcayabilirsiniz.

Onun dilini öğrenmek kişiler iyi niyetli ve iletişim kurmaya en az sizin kadar gönüllü ise genelde problem çözülüyor.

Yok değilse, “bi ormancı gelse de kesip gitse beni, ben de gölgemin mezarına gömülsem.” diye bekliyorsunuz.