Dünyanın en eski mimarı, mühendisi, tasarımcısı ve sanatkarı Hz. Nuh dense yanlış olmaz. Nuh Tufanı ve Nuh’un Gemisi bütün kutsal kitaplarda yer almakla birlikte, Gılgamış Destanı’nda hatta Eski Yunan mitolojilerinde de yer alır.
Peygamberler insanlığın manevi alanda rehberi oldukları gibi maddi ve teknolojik alanlarda da öncüsü ve üstadı olmuşlardır. Pek çok bilim ve sanat alanında peygamberlerin adı pişdar, yani o sanatın piri olarak geçer. Terzilerin piri Hz. İdris, saatçilerin piri Hz. Yusuf, gemicilerin piri ise Hz. Nuh peygamberdir…
Eski kaynaklarda geçen rivayetlerden ilk insan Hz. Âdem’in de birçok ilki gerçekleştiren avangard bir sanatkâr olduğu anlaşılabilir. Örneğin ilk bina olarak Kabe’yi o inşa etmiştir. Talim-i Esma mucizesiyle ilk öğrenci, ilk bilgin odur. Hem Eski Ahit’te (Yaratılış 2:19) hem de Kuran’da (Bakara Suresi; 31) Hz. Âdem’e her şeyin isminin öğretildiği konusu anlatılır. Çocuklarını eğiten ilk öğretmen, hayvanları ehlileştiren ilk zoolog, yenilebilecek bitkileri keşfeden ve buğdayı yetiştiren ilk botanikçi, doğum yapan eşine yardım ederek ilk tıpçı da Âdem peygamber olmuştur.
Hz. Nuh’un zamanına kadar insanların birlikte yaşamayı öğrenmeleri ile birlikte kısa sürede pek çok kazanım elde ettikleri şüphesizdir. Tek başına yaşayarak asırlar içerisinde yapılamayacak çok şey, birlikte çalışarak çok kısa zamanda geliştirilebilir. Kutsal metinlerden, Hz. Nuh’un zamanına gelindiğinde insanların sosyal yaşamları içerisinde pek çok sorunlar yaşadıkları, inançsızlık, zulüm ve adaletsizlikleri sebebiyle de ilahi cezayı hak ettikleri anlaşılmaktadır.
Hz. Nuh’un gemisi bütün hayvanlardan birer çift alabilmesi için bayağı büyük olmalıdır. Tabii ki şiddetli yağmur ve fırtınalara dayanıklı, su üzerinde devrilmeden ve batmadan dengede durabilen bir yapı olmalıdır. Suyun kaldırma kuvvetini bulduğu iddia edilen Arşimet’ten binlerce yıl önce ilk gemiyi yapan Hz. Nuh’un bunu biliyor olması gerekmez mi?
Hz. Nuh (as) böyle bir gemi yapmakla, öncelikle büyük bir mühendis ve mimardır. Gemi yan yana dizilen kütüklerden yapılmış bir sal değildir. Kamaraları olan birkaç katlı bir yapıdır. Ağaçların kesilmesi ve yontulması gibi işin marangozluk ve ustalık tarafı bir yana geminin projesi ve tasarımı her şeyden önce onu büyük bir sanatkâr yapar. Geminin tasarımı nasıl olursa olsun suların üzerinde batmadan durması ve yüzerek ilerlemesi aynı zamanda teknolojik pek çok gelişmenin de habercisidir.
Kuran’da onun gemiyi yapması “sanaa” kelimesiyle anlatılır. “(Şimdi) sana vahyettiğimiz (öğrettiğimiz) doğrultuda ve gözetimimiz altında; gemiyi (sanatlı ve sistemli şekilde) imal edip yap” (Hud Suresi, 37. Ayet) Yani ayetten anlaşıldığına göre Hz. Nuh’a sanat öğretilmiştir.
Kuran’da pek çok yerde geçen “sanat” kelimesi, dünya literatüründe de sanat kelimesinin kullanıldığı en eski metinlerden birisi olduğunu gösterir. Örneğin Yunanca da sanat kelimesinin karşılığı tam olarak yoktur. Yunanca sanat anlamına en yakın kelime olan “Tekne” kelimesinin marangozluk ve ustalık anlamlarına gelmesi de aslında bu kelimenin Hz. Nuh’un gemisinden miras kalmış olma ihtimalini güçlendirmektedir.