KİRLİLİKLE MÜCADELEDE YENİ MÜTTEFİK: LİKENLER
Hava kirliliği, dünyanın birçok bölgesinde ciddi bir problem, ancak problemin büyüklüğü pek açık değil çünkü doğru ölçümleme yapmanın maliyeti çok yüksek. Neyse ki, Utah eyaletindeki Brigham Young Üniversitesi’nden Larry St. Clair, hava kalitesinin kontrolü için daha hızlı ve daha ucuz bir yol buldu: Likenler.
Bakteri ve yosunun ortak yaşamından oluşan likenler, sünger gibi kirleticileri temizlediği için, St. Clair bunların çevredeki kirlilik seviyesini güvenli bir şekilde yansıtıp yansıtmadığını anlamak istedi. St. Clair ve ekibi, bakır kirliliğinden şikayetçi dört eyaletteki (Arizona, New Mexico, Wyoming ve Colorado) muhtelif alanlardan liken örnekleri topladı. Araştırmacılar daha sonra likenlerdeki bakır oranını analiz ettiler ve sonuçları, maliyeti yüksek olan mekanik kontrol araçlarıyla elde edilen sonuçlarla karşılaştırdılar.
Likenlerin, kirlilik dedektörü olarak mevcut en iyi ekipman kadar hatasız olduğu ortaya çıktı. St. Clair’e göre likenler biokontrol alanında bir devrime yol açabilir.
***
BEYİN İÇİN YARARLI BİR GIDA: BALIK
Fransa’da bulunan Bordo Üniversitesi’nden Pascale Barberger-Gateau ve meslektaşlarına göre, haftada en az bir kez deniz ürünü alan insanların bunama ihtimalleri, almayanlara göre daha düşük.
Araştırmacılar, 1674 yaşlı insandan diyet bilgileri topladılar ve daha sonra bu kişilerin beyin sağlığı ile ilgili check-uplarını yapmak ve zihni kapasitelerini test etmek için 7 yıl çalıştılar. Araştırma sonuçları, ortalamanın üzerinde deniz ürünü yemiş olan (haftada asgari bir kez) insanların, diğerlerine göre minimum 0 oranında daha az bunama riskiyle karşı karşıya kaldığını ortaya koydu. Barberger-Gateau, balıktaki doymamış yağ asitlerinin beyindeki yanmayı azalttığını ve sinirlerin yenilenmesine katkıda bulunduğunu düşünüyor. O ve ekibi, yüksek tahsilli kimselerde, diyetle ilgili önerilere dikkat ettikleri için, bunamanın daha seyrek görüldüğünü de tespit ettiler.
***
LÜTFEN DOKUNMAYIN
İnsan dünyayı birçok yolla şekillendirmiş olsa da, yeryüzünün yarıya yakın bölgesi el değmemiş durumda. Conservation International (Uluslararası Koruma)’ın - Washington eyaletinde bulunan kâr gütmeyen bir çevre kuruluşu - sponsorluğunda çalışan bazı araştırmacılar, yer ölçümleri ve uydu görüntüleri aracılığıyla, dünya arazisinin T’ünü kapsayan 37 el değmemiş bölgeyi tespit etmeyi başardılar. Bu bölgelerin, doğal bitkilerinin en az p’ini muhafaza eden ve her mil2’de 15’ten az insanın barındığı ve 6200 mil2’den daha büyük arazi parçaları olduğu belirlendi.
Dünyadaki tüm bitki türlerinin ’si, dünya yüzeyinin sadece %6’sını kapsayan yüksek bio-çeşitliliğe sahip, insan eli değmemiş alanlarda bulunuyor. Bu seyrek nüfuslu alanların korunması için ciddi çalışmalar yürütülüyor olsa da her zaman başarılı olunamıyor. Uluslararası Koruma’daki Uygulamalı Bio-çeş
Balıklar Su İçer mi? Akvaryumu olanlar bilirler, balıklar gün boyu akvaryumun içinde… İnsanı bir merkez noktası olarak düşündüğümüzde, onun etrafında yer alan hayvanların büyüklükleri,… Vahşi Hayvanlar Hastalanınca Ne Yapar? Evcil hayvanlar hastalandığında, onları iyileştirmek için pek… FİLİN HORTUMU NE KADAR HASSAS? Bir filin hortumu, bir ağacı kökünden sökecek… Sarıasmagilin Komşu Seçimi Amerikan sarıasmagiller cinsi kuş, yuvasını yaparken komşu seçimine çok… Bebeklerde Yedek Damar Yeni doğan bebeklerin kanındaki yüksek oksijen oranının damarlarda daraltıcı…
Kâinattan Haberler
Her Şey insana Göre Yaratılıyor! / Kâinattan Haberler
Kâinattan Haberler
Kâinattan Haberler
Kâinattan Haberler
Kâinattan Haberler