Vahşi Hayvanlar Hastalanınca Ne Yapar?
Evcil hayvanlar hastalandığında, onları iyileştirmek için pek çok üniversitede veterinerlik fakültesi var. Peki ormanlarda yaşayan ceylan, ayı, kurt gibi hayvanlar hastalandığında ne yaparlar, hiç düşündünüz mü?
Evet, vahşi hayvanlar da yaralanır, hastalanır; ama onların tek doktoru yine kendileridir. İnsanoğlunun duasını boş çevirmeyen Sonsuz Merhamet Sahibi, büyük küçük bütün canlıların hâl diliyle yaptığı duaları da karşılıksız bırakmamıştır. Bırakmadığı için de onlara hastalandıklarında ne yapmaları gerektiğini ilham etmiştir.
Mesela geyik ve karacalar yaralandıklarında yosunlu topraklara uzanırlar. Çünkü bu topraklarda yaraları iyileştiren bir tür antibiyotik vardır.
Kedi ve köpekler sindirim sistemi sorunlarında kusabilmek için çimen, kurtlar da ısırgan otu yer.
Kurtlar yılan sokması durumunda “Calla palutris” adlı yılan otunu yer.
Ayılar hastalandıklarında “Ligusticum portri” adlı bir bitkiye sürtünür. Yapılan araştırmalarda bu bitkinin baş ağrısı, romatizma, soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklara da yararlı etkileri olduğu görülmüştür.
...
Çin Seddi Ay’dan Görülebilir mi?
Yaygın efsanelerden biri de, Çin Seddi’nin aydan görüldüğüdür. İşin gerçeği, insan eliyle yapılmış hiçbir şey aydan görülemez. Çin Seddi’nin insanoğlunun inşa ettiği ve aydan görülebilen tek yapı olduğu düşüncesi çok yaygındır, ama “ay”la uzayı birbirine karıştırmaktadır.
“Uzay” oldukça yakındır. Yerin yüzeyinden 100 km uzaklaşıldığında uzay başlar. Bu noktadan birçok yapı görülebilir: Otobanlar, denizdeki gemiler, demiryolları, şehirler, tarlalar ve hatta bazı şahsi binalar.
Bununla birlikte, dünyanın yörüngesini terk edip yalnızca birkaç bin km yüksekliğe çıkılınca insanoğlunun yaptığı hiçbir şey görülmez. Dünyaya uzaklığı 400.000 km’den fazla olan aydan, kıtalar bile güçlükle görülür.
Trivial Pursuit oyunu aksini söylemesine rağmen, uzayın başladığı noktayla ay arasında, “sadece” Çin Seddi’nin göründüğü hiçbir yer yoktur.
...
AYAKLA İLGİLİ GERÇEKLER
• Ayaklarınızın her gün taşıdığı yükü hesaplamak için, vücut ağırlığınızı bir günde attığınız adım sayısıyla -bir insan günde ortalama 8.000 ila 10.000 adım atar- çarpın.
• İki ayakta toplam 52 kemik bulunur. Yani, bu insan vücudundaki kemiklerin dörtte biri ayaklardadır.
• On erişkinden sekizinin bir ayak sorunu vardır.
• Bir çift ayakta 250.000 ter bezi bulunur ve bunlar bir günde bir litrenin beşte biri kadar ter üretirler (Çoraplar boşuna kokmuyor!)
• Ayakkabınızı öğle sonraları almaya bakın, çünkü günün ilerleyen saatlerinde ayaklar şişer.
• Yetmiş kiloluk biri 5 kilometre yürürse, her ayağı 150 tondan daha ağır bir yük taşımış olur.
• Ayağın tarak kısmı topuk kısmının iki katı genişliğindedir.
• Bir insan ömrü boyunca, ortalama 200.000 km yol yürür, bu da dünyanın çevresini beş kez dolaşmak demektir.
• Kadınların, erkeklere oranla dört kat daha sık ayak sorunu çıkar; bunun nedeni çoğunlukla yüksek topuklu ayakkabıdır.
• Yeryüzünde en çok görülen mantar hastalığı ayak mantarıdır.
...
Suda Islanmayan Kuşlar
Hayvanlar aleminde ne AR-GE bölümleri, ne de icad yapabilecek profesyoneller var. Ama teknoloji dünyasının daha erişemediği nice harika donanımlara hayvanlar aleminde sıkça rastlıyoruz. Mesela suda ıslanmayan kuşlar. Bunlar arasında Fırkateyn kuşları (frigatebirds), yalı çapkınları ve martıları sayabiliriz. Bırakın yağmuru, suya girip çıkıyorlar yine üzerleri kupkuru kalıyor bu kuşların.
Eğer bu donanıma sahip olmasaydılar, balık avlayacağım derken denizde boğulup giderlerdi. Ama ıslanmaz tüylere sahip olunca bu problem kökünden halledilmiş oluyor. Tüyleri ıslanmadığı için, ıslaklık sebebiyle ağırlıkları artmıyor ve hareketleri zorlaşmıyor. Ve rahat rahat avını yakalamak için suya dalıyorlar, avını yakalayınca da rahatça yukarı çıkıyorlar.
Tüylerin neden ıslanmadığına gelince, bu konu da araştırılmış. Yapılan bu araştırmalara göre, su kuşlarının tüylerinde yağ olduğu saptanmıştır. Su kuşlarının kuyruklarının alt tarafında yağ bezi vardır. Kuşlar zaman zaman bu yağ bezinden yağ alarak kanatlarını yağlar ve kanatların su tutmasını engeller. Yağlı olduğu için de bu tüylerin su tutmadığı tespit edilmiştir.
Sizce kuşlar bunu kendileri düşünüp ayarlamış olabilir mi? Bunu düşünmek için hem suyun özelliğini bilmek, hem de yağı ve yağın özelliğini bilmek gerekmez mi? Peki, bir kuşun bütün bunları bilebilme ihtimali kaçtır? Yüzde sıfır tabii.