FOKLAR SESLERİ TANIYOR
Foklar istedikleri zaman bir yabancı dile vakıf olabilecek kadar zeki hayvanlar. İskoçya St. Andrews Üniversitesi’nden bir deniz biyologu olan Volker Deecke, vahşi Pasifik foklarına İngiliz Kolombiyası denizinde katil balina seslerini dinlettirdi. Katil balinaların çoğu foklarla beslenir, diğerleri ise balık diyetine bağlı kalırlar. Foklar, katil balinaların seslerini duyunca önce paniğe kapıldılar, daha sonra sadece balık yiyen katil balinaların sesi olduğunu anlayınca sakinleştiler.
Deecke’ye göre fokların balina lina seslerini tanıyabilmesi, Pasifik’teki katil balinaların neden balık yiyicileri ve fok yiyicileri olarak iki farklı nüfusa ayrıldığına dair uzun süredir devam eden bilmeceyi açıklayabileceğine işaret ediyor. Foklar, zengin bir besin kaynağıdır ancak balina seslerini duyunca hemen korkarlar. Deecke’ye göre, balina nüfusunun bir bölümü balık avlamakta uzmanlaşmış olabilirler, çünkü balıkların yakalanması daha fazla gayret gerektirdiği halde, bunlar balina seslerini duyamazlar. Nüfusun diğer bölümü sessiz kalarak fok avlama stratejisinde karar kılmış olabilir. Foklar da her balinanın nasıl bir av tercih ettiğini öğrenmişe benziyorlar. Deecke, “Yunuslar ve balinalar zekidirler, fakat foklar başka bir cinse ait nüans ve karmaşıklıkları ayırt etme kapasitesine sahiptir. Bir bakıma bu daha da etkileyici bir şeydir.” diyor.
***
BAKTERİLERİN ÖMRÜ NE KADAR?
Bir bakterinin yaşam süresi bakterinin cinsine ve bulunduğu yerin şartlarına göre değişir. Bakterilerin hayatta kalabilmeleri için en önemli iki faktör sıcaklık ve nemdir. Hiçbir bakteri ’dan daha az neme sahip ortamlarda yaşayamaz. Yemek artıkları, ölü deri hücreleri, kan ve mukus bulunan yerler en kolay gelişip çoğalabilecekleri mekanlardır. Mesela besin zehirlenmesine sebeb olan e. coli adlı bakteri oda sıcaklığı ve normal nemde birkaç saat yaşayabilir. Şarbon hastalığına sebeb olan bacillus anthracis isimli bakteri ise tohumlaşarak onlarca, hatta yüzlerce yıl hayatta kalabilir.
***
Bir su aygırı ağzını açarsa, 120 cm boyunda bir insan onun içine rahatça sığabilir.
***
“Bilimin konusu olan kâinat hiç de uzağımızda değil. Bilim felsefesinin anlamlandırmaya çalıştığı mevcudatla biz de iç içe yaşıyoruz. O halde bilim meselesi bize bir çakıl taşı kadar yakın, bir yaprak kadar tanıdık; bilimsel bakış açısı dilimizin altına sakladığımız kelimelerimiz kadar derdimiz; tâ gözümüzün ucunda, kalbimizin mahfî inkılaplarında gün yüzüne çıkabilen sürekli bir problemimiz.”
— Senai Demirci