TR EN

Dil Seçin

Ara

İnsanlığın Ebedî Saadetine Adanmış Bir Ömür

İnsanlığın Ebedî Saadetine Adanmış Bir Ömür

Bütün ömrünü iman ve Kur’an hizmetine adayarak, 40 yılı aşkın bir zaman yazılarıyla, kitaplarıyla, konferanslarıyla özellikle çocuklara ve gençlere hiç durmadan ve yorulmadan hak ve hakikati anlatmış Hüseyin Şengörür, namı diğerle Selim Gündüzalp kardeşimizi bir makale ile ifade edip ortaya koymak mümkün değildir. O insanların ebedî hayatının kurtuluşu için çıktığı bu kutsi hizmet yolundaki fedakârlığı, gayreti, himmeti, hamiyeti ve eserleriyle milletimizin gönlünde haklı olarak bir taht kurmuştur ve hep böyle anılıp hatırlanacaktır.

Hiç bitmeyen ve gittikçe artan bir enerjisiyle çalışmış, çevresine daima ümit, şevk ve heyecan aşılamıştır. Bütün hayatı gençlerin imanını kurtarma düşüncesiyle şekillenmiş, bunun için kendisine 24 saat az gelen bir mücahit, bir cengâver, iman ve Kur’an hizmeti yolunda her türlü sıkıntıya katlanan, gözünü budaktan esirgemeyen, yiğit bir delikanlı, kahraman bir Nur talebesiydi.

Bediüzzaman Hazretlerinin; “Kimin himmeti milleti ise, o tek başına küçük bir millettir.” sözünün adeta canlı bir misaliydi.

...

İlk tanışmamız 1970’li yılların sonlarıydı. Biz o zaman Erzurum Üniversitesi’nde doktorayı tamamlamış asistan idik. O din ile fenni ve bilimi barıştıran, bu konuda gençlere yardımcı olacak, onlara yol gösterecek bir dergi çıkarma gayret ve faaliyeti içerisinde idi. Eli kalem tutanlardan bu konuda destek bekliyor, kendisine yardımcı olunmasını talep ediyordu.

İşte bu düşünce ve gayreti, Zafer Dergisi’nin şekillenmesine ve iftihar edebileceğimiz 40 yılı aşan parlak bir mazi bırakmasına sebep oldu.

Adapazarı’na her gelişimde etrafında onlarca gençle gece gündüz yazı ve yayın hizmet ve aşkıyla koşuşturur gördüm. Gençlik psikolojisini çok iyi biliyor, onlara olan muhabbeti, iman hakikatleri içerisine onları bir mıknatıs gibi çekiyordu.

Kalem onun elinde adeta manevî bir kılıç gibiydi ve o bu kılıcı kullanmakta çok mahir ve çok hünerliydi.

1980’li yılların başında evrimle alakalı küçük bir broşür göndermiştim. Ona çok güzel bir şekil vererek renkli tarzda “Beyniniz Yıkandı mı?” adı altında bastırdı. Pek çok gencin imanının kurtulmasına vesile oldu.

Bir sohbetimiz esnasında 1984 yılında askere gittiğini, askere giderken hep Zafer Dergisi’ni düşündüğünü dile getirdi. O gün için beş bin satan bu derginin kendisinin askerde olması sebebiyle satışının düşebileceğini tahmin ederek üzüldüğünü ifade etmişti. Fakat 1984 Haziran ayında bal peteğinde Allah lafzını Zafer Dergisi kapak yapınca satışın 20 bine ulaştığını, çok sevindiğini söyledi ve şöyle devam etti: 

“Biz zannediyorduk ki, bu hizmet bize bağlı olarak yürüyor. Fakat bu hadise ile bir defa daha anladım ki, bu hizmet şahıslara bağlı değildir. Tamamen Cenab-ı Hakk’ın tasarrufundadır. O bizleri bu hizmette istihdam ediyor. Benim kısa süreli askerlik sebebiyle ayrılmam, dergi satışının gerilemesine değil, tam aksine, tahminlerimizin çok üzerinde artmasına sebep olmuştur.”

Çok mütevazı, edep sahibi, hatırnaz ve muhabbet fedaisi olan Hüseyin Şengörür kardeşim, iman ve Kur’an hizmetiyle pek çok genci tanıştırdı. Böylece tahkiki imanı kazanan bu gençlerin hem dünya ve ahretlerinin kurtulmasına vesile oldu ve hem de kendisinden sonra bu hizmeti yürütecek kahramanlar bıraktı. Bundan sonra hizmetlerini âlem-i ervahtan seyir ve takip edecektir inşaallah.

Cenab-ı Hakk gençlerin bayraktarı olarak cennete girmeyi nasip etsin, âmin.