TR EN

Dil Seçin

Ara

İyiliğin Yarını

İyiliğin Yarını

Hayırda acele etmek lâzım.

Her zaman duyarız; “hayırda acele etmek lâzım” diye. Bunun ne kadar doğru olduğunu yaşadığım bir olay bana çok güzel gösterdi.

 Bir öğle namazı öncesi bir esnaf arkadaşla camiye erken girdik. Camide vaaz vardı. Zekâtın, sadakanın insanlara ne kadar faydalı olduğunu, insanın canının, malının korunmasına nasıl sebep olduğunu; sadakanın malı nasıl artırdığını çok güzel anlattı ve mağdur ailelere ne kadar fazla yardım yapılırsa o kadar da sevap kazanılacağından bahsetti hoca. 

Namaz sonrası çıkışta o esnaf arkadaşın vaazdan etkilendiği gözlerinden belliydi. 

Orada vedalaşıp ayrıldık; aradan üç gün geçti bana telefon açtı ve aynen şöyle dedi:

“Camide hocayı dinlerken dedim ki; “Sadaka olarak 18 litrelik 50 teneke yağ dağıtayım.” Bir saat sonra dükkâna geldim “10 litrelik 50 teneke yağ dağıtayım.” Aradan iki gün geçti “5 litrelik 50 teneke yağ dağıtayım.” Baktım ki, her geçen gün şeytan beni kandırıyor. Aklıma hemen sizin vakıf geldi. Sen gel, şu 5 litrelik 50 teneke yağı vakfa bağışlayım da fakirlere dağıtın. Yoksa, nefsim ve şeytan beni kandıracak üç gün sonra hiçbir şey dağıtamayacağım.”

Evet, nefis ve şeytandan bir hayır çıkmaz, biz de işlerimize onları karıştırmayalım ki, şu hayattan kârlı çıkalım.