Bor, Niğde iline bağlı ve ona on üç kilometre uzaklıkta bir ilçedir. Eskiden beri, pazarı ile meşhur olmuştur.
Böyle anlatılır ki, Bor’un Salı günleri pazarı kurulur; çok kalabalık ve ticareti canlı olurmuş. Çevre köylerden herkes, her türlü malını getirip satabilir ve bu pazarda her aradığını bulabilirmiş.
Bir Salı günü bir köylü pazara gelmek için erkenden yola çıkmış. Yolda bir su başında mola vermiş. “Biraz dinlenip, eşeğimi de otlatayım.” demiş. Eşeğini suladıktan sonra, uzunca bir iple kenardaki bir ağaca bağlamış. Kendisi de başka bir ağacın altına oturup nefeslenmek istemiş. Fakat sabah erken kalktığı için, oracıkta sızıp, derin bir uykuya dalmış. Neden sonra uyandığı vakit, güneşin iyice tepeye vardığını görmüş. Panikleyip hemen eşeğine atlamış ve aceleyle yola çıkmış. Zavallı eşek hem yükü, hem de adamı taşıdığı için yavaş ilerliyormuş. Bu köylü böyle telaşla ilerlerken bir de bakmış ki ilerden kendi köylüleri evlerine dönmekteler. Az sonra yan yana geldiklerinde köylüler işi anlamışlar, komşularına gülüp:
“Yahu sen ne yaptın.” demişler, “Bor’un pazarı geçti; sür eşeğini Niğde’ye. Yarın oranın pazarı anca yetişirsin.”
Bu öykü dillerde geze geze meşhur olmuş ve kaçan fırsatları anlatmak için “Geçti Borun pazarı, sür eşeğini Niğdeye.” sözü söylenir olmuş.
•••
Bu deyim, bir iş ya da bir şey hakkında, “fırsatı kaçırdın, yeni bir fırsat bekle” anlamında kullanılır.