TR EN

Dil Seçin

Ara

Her Hücremizde Çevreci Enerji Santralleri mi Var?

Her Hücremizde Çevreci Enerji Santralleri mi Var?

Mitokondriler besin maddeleri ve oksijenden enerji üretirler. Enerji üretirken çevreyi yani hücreyi hiçbir şekilde kirletmez, sessiz sedasız çalışırlar.

İnsanoğlunun yaşamı için mutlaka enerjiye ihtiyaç vardır. Tarih boyunca bunu çeşitli şekillerde elde etmiş ve kullanmıştır. Dünya nüfusu bugün için 7.5 milyar oldu. Her 3 kişiyi bir aile olarak hesaplarsak 2.5 milyar hane olur. Bu hanelerin ve şehirlerin enerji ihtiyacı ülkelere göre çeşitli yollardan karşılanmaktadır. Bu işler için termik, hidroelektrik ve nükleer santrallerin dışında son yıllarda alternatif bazı yollar da kullanılmaya başlanmıştır. Güneş, rüzgar, jeotermal ve doğalgaz gibi kaynaklarla da enerji üretimi yapılmaktadır. Çevreyi kirleten enerjiden, yenilenebilir enerjiye doğru bir değişim yaşanmaktadır.

Bir insan vücudunda 100 trilyon hücre vardır. Mitokondri, isimli bir organel hemen bütün hücrelerin sitoplazmasında bulunur, sadece kırmızı küre, bakteri ve yeşil alglerde bulunmaz. Mitokondriler besin maddeleri ve oksijenden enerji üretirler. Enerji üretirken çevreyi yani hücreyi hiçbir şekilde kirletmez, sessiz sedasız çalışırlar. Bilim ve teknoloji o kadar ilerlemesine rağmen insanoğlunun yaptığı elektrik santralleri, hücre içindeki bu kimyasal santrallerin seviyesine henüz ulaşamamıştır. İnsan içinde çalıştırılan bu santrallerin varlığından bile haberdar değildir. Hücre içindeki sayıları ise, o hücrenin enerji ihtiyacı ile doğru orantılıdır. Bir hücrede birkaç yüz mitokondri bulunabileceği gibi birkaç bin tane de bulunabilir. Bu organellerin büyüklüğü ve şekli de değişkenlik gösterir.

Hücre çekirdeğindeki genetik materyalden ayrı kendine özel genetik bir sistemi vardır ki, buna mitokondrial DNA (mtDNA) denir, anneden gelir, bu yüzden “Havva geni” diye de isimlendirilir. 37 gen içerir, ancak genlerin 1/10.000’i sperm kaynaklıdır. Bakteriler gibi enine ve boyuna bölünerek çoğalırlar. Her yaratılmışın olduğu gibi, mitokondrinin de belirli bir yaşam süresi vardır. Örneğin karaciğer hücrelerindeki mitokondrilerin ortalama yaşam süresi 10 gündür. Bu sürenin sonunda mitokondriler ortadan kaldırılıp temizlenir.

Hücre içinde 3 yoldan enerji üretilir ama en etkin üretim mitokondilerde yapılır. Bu kimyasal enerji paketinin adı ATP’dir (adenozin trifosfat). Sentezlenen ATP’ler kullanılmak üzere mitokondri dışına gönderilir ve yerine ATP sentezinde kullanılan ADP (adenozin difosfat) ve Pi (inorganik fosfat) alınır. Ne zaman ihtiyaç varsa o zaman ve yeteri kadar ATP sentezlenir, depo edilmez. Mitokondriler toplam ATP üretiminin %95’inden sorumludur. 

Mitokondri hakkında bugün pek çok şey biliyoruz, ancak bir o kadar da bilinmeyenleri var. Mitokondrilerin kendisi küçük hem de çok küçük, ama yaptığı işler büyük hem de çok büyüktür diyebiliriz. Nasıl ki, bir asker bir emirle nasıl bir taburu, bir orduyu harekete geçirebilir; çünkü o asker gücünü kendinden değil orduya mensubiyetten alır. Aynen bunun gibi, mitokondrilerin yaptıkları bu harika işler, kendi güçlerinden değil, başka bir gücün memuru olduklarını düşündürüyor. 

Peki kimin memuru?...

Hücrenin sahibi, bedenin sahibi ve bütün varlıkların, kâinatın sahibi kim ise, mitokondri de onun memuru, askeri olabilir. Akılsız, şuursuz birer yapı olan mitokondriler bu işleri yoksa nasıl yapabilirler?..

Akıl ve mantık başka bir izah bulabiliyor mu?