Dünyada 1,8 milyar Müslüman yaşamaktadır. Bir başka ifade ile dünya nüfusunun %26’sını Müslümanlar oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalara göre dünyada 3,6 trilyon dolarlık helal ürünler pazarı mevcuttur. Küresel İslam ekonomisinin durumunu gösteren 2014-2015 raporuna göre 2013 yılı itibariyle dünyada 1,292 milyar dolarlık bir Müslüman pazarı mevcuttur. Dünya pazarının %17,7’sini oluşturan helal gıda pazarının 2019 yılına kadar artış göstererek 2,536 milyar dolara çıkacağı tahmin edilmektedir. Yukarıda verdiğimiz bu rakamlar ticarî anlamda helal gıda üretiminin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Burada asıl üzerinde duracağımız konu işin ticari boyutundan ziyade helal ve sağlıklı gıda tüketimi konusunda eğitim boyutuna dikkat çekmektir.
Ülkemizde helal ve sağlıklı gıda üretimi ve tüketimi konusunda Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) ciddi çabaları olmakla birlikte önemli sivil toplum kuruluşu olan Helal ve Sağlıklı Gıda Platformu ile Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği’nin (GİMDES) sürdürdüğü önemli çalışmalar vardır. Geçtiğimiz ekim ayı sonunda (30-31 Ekim-2015) İstanbul Üniversitesinde “Uluslararası 3. Helal ve Sağlıklı Gıda Kongresi” düzenlendi. Yerli ve yabancı pek çok akademisyen, devlet ricali, sivil toplum kuruluşları üyelerinin katılımları ile gerçekleşen bu kongrede “Helal ve Sağlıklı Beslenmede Farkındalık ve Sürdürebilirlik” konseptinde çok faydalı akademik bilgilerin paylaşımları yapıldı.
Helal ve sağlıklı gıdalar ile beslenme konusunda farkındalık oluşturulabilmesi ancak Müslüman toplumların her ferdinin şuurlu olması ve bu konuda bilinçlenmesi ile gerçekleşebilir. Çünkü sağlıklı nesiller yetiştirmemiz ancak helal ve sağlıklı gıda tüketimi ile mümkün olabilir.
Bunun devletimiz ve hükümetimizin önderliğinde eğitim alanında çok ciddi adımlar atılması ile mümkün olabileceği unutulmamalıdır. Bu amaçla okul öncesi eğitimden başlamak üzere milli eğitimde ders programları mevcut kalıpların dışına çıkılarak yenilenmelidir. Yenilenen ders programları ile okul öncesi eğitimi, ilkokul, orta okul ve lise seviyesinde biyoloji, fen bilgisi, sosyal bilgiler, din bilgisi vb. dersler olmak üzere ders kitapları içinde ayrı bir ünite ya da konu halinde helal ve sağlıklı gıda başlığı eklenmeli. Yeni yazılacak ders kitaplarında bu konulara yer verilmelidir.
Üniversitelerde bilhassa öğretmen yetiştiren kurumlardaki bölümlerde, mühendislik fakültelerinin çevre mühendisliği, gıda mühendisliği vb. bölümlerinde, turizm fakültelerinin gastronomi bölümlerinde, beden eğitimi ve spor yüksek okulları, tıp, sağlık bilimleri fakülte ve yüksek okullarının ilgili bölümlerinde helal ve sağlıklı gıdalar ile beslenme konusunda seçmeli dersler okutulmalıdır.
Diğer taraftan devlet ve sivil toplum kuruluşları iş birliği yaparak aile fertlerinin ve annelerin eğitimi için politikalar üretmeli ve hayata geçirmelidir. Çünkü çocuğun eğitimi daha ana rahminde iken başlar. Anne adayının helal ve sağlıklı gıdalar tüketmesi bu yönü ile de önemlidir.
Bedîüzzaman Hazretleri çocuk eğitiminde annenin önemine değinerek eserlerinde “evet insanın en birinci ve tesirli muallimi, onun validesidir...” ve “ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zâtlardan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki; en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi merhum vâlidemden aldığım telkinat ve manevi derslerdir ki; o dersler fıtratımda, âdeta maddi vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş…” demiştir.
Unutulmamalıdır ki, karakterimizin oluşumunda beslenmemiz kadar ne ile beslendiğimiz de önemlidir. Bu nedenle helal ve sağlıklı gıdalar ile beslenme konusunda küçük yaşlarda alacağımız eğitimin sağlıklı toplumun temellerini oluşturacaktır.