TR EN

Dil Seçin

Ara

Hayatımızın İçindeki Robotlar

Hayatımızın İçindeki Robotlar

Robot nedir? Robotlar insanlar gibi olur mu?

Robotlar denince, öncelikle insana benzeyen robotlar—teknik ifadesi ile android robotlar—akla gelmektedir. Oysa ki, çok az sayıda robot insana benzer.

Gerçekten insanların iç ve dış duyu organları ile çevreden aldıkları bilgilere göre yönlendirilmesi gibi, robotlar da sensörler vasıtasıyla çevreyi algılamakta, beyin görevini gören mikroişlemcileri ile algıladıklarını yorumlamakta, bilgisayar kodlarına dayalı geliştirilmiş yapay zeka algoritmaları ile karar vererek hareket organlarını çalıştırmakta ya da durdurmaktadır. Burada önemli olan ve dikkat çeken husus, robotun tek başına karar verebilmesi için yapay zekâ tekniklerini kullanarak bağımsız hareket edebilmesidir.

 

ROBOT NEDİR?

Robotlar, bulundukları ortama göre karar verebilme kabiliyeti kazandırılmış ya da tanımlı bir işi devamlı yapmak üzere programlanmış elektromekanik cihazlardır. Bazıları insana benzetilerek yapılsa da endüstriyel ortamlarda kullanılan robotların çoğu belli bir işi gerçekleştirmek üzere tasarlanmış ‘kol’ şeklindedirler.

Belli bir işi, bıkmadan usanmadan devamlı olarak aynı nitelikte yapmak üzere tasarlanan mekanik robot kollarının elektronik sistemlerle kontrolü ve bilgisayar yazılımları ile kodlanması gerekir. Özellikle imalat sanayinde ve insanlar için tehlikeli, sıkıcı ve riskli işlemlerde robotlar sıklıkla kullanılmaktadır. Sözgelimi, fabrikalarda özellikle otomotiv endüstrisinde kaynak, montaj ya da boya yapan robot kolları ile mayın-bomba arayan, nükleer tesislerde çalıştırılan robotlar ilk akla gelen uygulama örnekleridir. Diğer taraftan robot oyuncaklar, ev işlerine yardım eden, mesela yerleri kendi kendine süpüren robot elektrik süpürgeleri çok ilgi görmektedir.

 

HAYATIMIZIN İÇİNDEKİ ROBOTLAR

İnsanlar yerine ağır, tehlikeli ve sıkıcı işleri yapan makineler ilk olarak akla gelmektedir. Bilgisayarların gelişimi ile robotlar ön plana çıkmaya başlamışlardır. İnsana benzeyen robotlar, insanlar gibi hareket ve davranış gösterecek şekilde tasarlanmışlardır. Günümüzde robotlar otomotiv, sağlık, güvenlik gibi birçok alanda üretime ve hizmete yardımcı olmaktadırlar.

Robotlar, fonksiyon ve kabiliyetlerinin artması sayesinde hayatımızın daha şimdiden bir parçası olmuşlardır. Buna paralel olarak robot nüfusu da hızla artmaktadır. HSBC’nin araştırmasını yaptığı Global Robotics raporuna göre 2017 yılı itibariyle dünyada yaklaşık 300.000 robot bulunmaktadır ve bu rakamın 2019 yılında çeşitli alanlarda faaliyet gösteren robotlarla birlikte 414.000’e çıkacağı tahmin edilmektedir [1]. Aynı araştırmaya göre, dünyadaki robotların yarısından fazlası Asya’da bulunmakta ve her yıl %15 oranında artmaktadır.

İnsan nüfusunun en çok olduğu Çin, aynı zamanda çalışan endüstriyel robot nüfusunun da en kalabalık olduğu ülkedir. Elektronik ve bilgisayar yazılımı sahasındaki gelişmeler dikkate alındığında, akıllı robotların sayısının 30 sene zarfında insan nüfusunu geçeceği ve bunların insanlarla aynı boyut ve şekilde olacakları öngörülmektedir.

Elbette bunlar sadece bir tahmin olmakla birlikte gerçekleşmesi ne kadar mümkündür? Şimdiden kesin ifadeler kullanmak çok doğru olmaz.

 

ROBOTLARIN SAYISI BU KADAR ARTARSA İNSANLAR İŞSİZ KALIR MI?

Bu soruya cevap olarak, artık daha nitelikli ve donanım isteyen iş tanımlamaları ortaya çıkacağı söylenebilir. Mesela otomotiv endüstrisinde otomatik boya yapan robotlar, insanların işlerini ellerinden almadılar; belki sağlıkları için zararlı olabilecek bir işi robotlar yaparken onları programlayacak, bakım ve onarımları yapacak yeni iş imkânları da sağladılar.   

 

ROBOTLAR İNSANLAR GİNİ OLUR MU?

Robotlar hakkında konuşulurken akla gelen bir diğer önemli husus yapay zeka konusudur. Robotların akıllı hale gelmesi için, yapay zeka teknikleri ile kodlanmaları gerekir. Burada yapay zekadan kastedilen aslında, geliştirilen bilgisayar yazılımları ile insanların konuşmalarını anlayıp karşılık verebilen, kısmen de olsa bazı meselelere çözüm üretebilen ve bu çözümleri uygulayabilme kabiliyetine sahip makine ve robotlar demektir. Bir anlamda sensörler vasıtasıyla algılama, hafızaya kaydetme, öğrenme, kaydedilen verileri değerlendirip karar verebilme ve sonuç çıkarabilme gibi kabiliyetler robotlara kazandırılacaktır.

Ancak, burada bir hususun altının özellikle çizilmesi gerekiyor: Hiçbir makine ya da robot, daha doğrusu bilgisayar yazılımı, elinde veri olmadan sonuç çıkarma kabiliyetine sahip değildir; yani insanlar gibi düşünemezler. Sadece çok hızlı işlem yapıp hafızasına kaydedilen veriler arasında bağlantıları hızlı yaparlar. Mesela internette girdiğiniz sitelere göre sizin ilgi alanınızı belirleyip yeni bir sayfa açtığınızda ekranın kenarında ilgi alanınıza uygun kişiye özel reklamlar çıktığını herhalde farketmişsinizdir.

Bundan sonra hastane ve okul kayıtları gibi çok büyük veriler içinden derin öğrenme (deep learning) yöntemleri ile anlamlı sonuçlar çıkarmaya yönelik yapay zeka tabanlı bilgisayar yazılımları gelecekte çok daha önemli hale gelecektir. Yine hastanelerde hastalara servis yapan, zamanında ve dozajında ilaç almalarını sağlayan robotları görmeye başlayacağız. Ya da özellikle demans ya da Alzheimer gibi zihinsel kabiliyetleri bunama ile kısıtlanmış hastalarla bıkmadan usanmadan ilgilenen ve şimdilik çok basit seviyede de olsa sohbet edebilen robotlar gündelik hayatın bir parçası olacaklar.

Sonuç olarak, insanlar Allah’ın verdiği yeteneklerle bilim ve teknoloji sahasında çalışmalar yaparak, hayatlarını kolaylaştıracak pek çok makine üreteceklerdir. Fakat önemli olan üretilen bu cihazların, insanlığın faydasına olmasıdır; yoksa, bir kesimin başka bir kesim üzerinde tahakkümüne sebep olursa ya da sadece bencil çıkarlar amacıyla kullanılırsa fayda yerine zarar verecektir.                 

 

Kaynak:

[1] www.yenisafak.com/teknoloji/robotlar-icin-nufus-sayimi-yapildi-2993110