TR EN

Dil Seçin

Ara

Ekim 2004

post-title

Ekim 2004, 334

Ramazan gelir…

Hep zamanında gelir Ramazan. Dünyanın fenaya bakan yüzüyle yaralanmış kalbimiz için iyi” ki gelir. Bize şah damarımızdan daha yakın olan merhamet sahibi Rabbimizin hediyesi olarak “şükür” ki gelir.

Bir kurtarıcı gibi gelir Ramazan: Bir ömrü nefsimizin bitmek bilmez hevesleri ardı sıra harcamaktan, harcanmaktan, geçip giden günlerin içinde kaybolup gitmekten...

Şükürsüzlükten, başıboş isyanlardan, hakikatsizlikten, yeryüzünü titreten zulümlerden, kol gezen kötülüğün içinden çekip çıkarmak için gelir.

Çoğalan günahlarımız için istiğfar olarak...

İyiliğe acıkan ruhlarımız doysun diye...

Maddî manevî rızıklarımız için bereket olarak...

Duaya, dilemeye susayan dudaklarımız kana kana içsin diye...

Sahurlarıyla, iftar sofralarıyla, geceleri nurlandıran teravihleriyle, bin aydan daha hayırlı” Kadir Gecesi’yle...

Mü’minlere cennetin kapıları bir bir oruçla açılsın diye...

Gökyüzünde beliren hilalin müjdesiyle...

Âyet âyet indirilen Kur’an’ın emriyle...

Hep zamanında gelir.

On bir ayın sultanı.

Ramazan-ı Şerif”inizi tebrik ederiz.


 

ZAFER’DE BU AY

Kur’an’ın hayatımızdaki yeri nedir, ne olmalıdır?” Bu, herbirimizin kendine sorması gereken en önemli sorudur. Yazarımız Ümit Şimşek Eğer biz bu dünya üzerinde tesadüfen bulunmuyorsak, buraya gelişimizin ve buradan gidişimizin bir nedeni ve bir amacı varsa, hayatınızın en önemli yerinde bulunması gereken şey, hiç kuşkusuz, Kur’an olmalıdır. Çünkü bu hayatı bir daha tekrarlama ve geçmiş olan zamanı yeniden yaşama şansımız yoktur.” sözleriyle ifade ettiği hakikatin, Kur’an Hayatinizin Neresinde?” yazısında geniş bir tahlilini yapıyor. Yazarımız, Kur’an’ın hayatla doğrudan bir bağı olduğunu ve hayatı doğru bir şekilde anlamak için Kur’an’dan önce başvurulacak bir kaynak bulunmadığını son derece güçlü bir anlatımla ortaya koyuyor.

Mehmet Paksu, her Ramazan sıkça duyduğumuz Nerede o eski Ramazanlar!..” serzenişlerinin çok da haklı gerekçeler içermediğini, Ramazan’ın mü’minler için hep değişmeyen güzelliklerle geldiğini hatırlattığı yazısında, Ramazan ayına bakışımızı tashihe davet ediyor.

Aybars Bora, Iraka yönelik ABD saldırısının başladığı ilk dakikaların medyaya hangi duygusuzlukta yansıdığını “içeriden” bir bakışla, hayli çarpıcı ifadelerle okuyucuya sunuyor. Bu yazı bugüne kadar, savaş-medya ilişkisi açısından, yazılmış en iyi medya eleştirilerinden biri olma özelliğini taşıyor.

Tarık Süha’nın kaleminden hayata ve ölüme dair, insanın insana iyi” olarak gitmesine, iyi”ce dokunmasına dair kalbimizi titreten, hepimizi iyi’liğe davet eden bir yazı daha: Yas Evine Yolculuk.”

Ömer Baldık’ın, bir otobüs yolculuğunu paylaşan insanların davranış biçimlerinden yola çıkarak, içinde yaşadığımız topluma dair güçlü bir psikososyal analiz içeren yazısını da ilgiyle okuyacaksınız.

Selam ve sevgiyle...

Dergideki Yazılar