Bebekler güzeli tercih ediyor!
İngiltere’de Exeter Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre bebekler, tercih yapabilme özelliğiyle birlikte dünyaya geliyorlar. Bu özellik onların yeni dünyalarını tanımalarına yardımcı oluyor.
Araştırmada bebeklere biri çok güzel, diğeri daha az güzel olan iki yüz gösterildi. Ve bebekler çok güzel olan yüze diğerine nazaran daha uzun süre baktılar. Exeter Üniversitesi psikologlarından Dr. Alan Slater, “Bebeklere güzellik veya diğer konularda karşılaştırmaları için onlarca suret gösterebilir ve hangisini daha çok beğendiklerini anlayabilirsiniz. Bu durum, bebeklerin çok detaylı bir suret algılama yeteneğiyle yaratıldıklarını ortaya koyuyor. Özellikle yakınlarındaki yüzleri ve özellikle annelerinkini ayırt etmeleri açısından bu yetenek çok büyük önem taşıyor.” diyor.
Yeni doğmuş bebekler çok bulanık olan görme yeteneklerine rağmen bu ayrımı çok rahat yapıyorlar. Meselâ bebek annesinin yüzünü ilk başta çok bulanık görür. Ama doğduktan yaklaşık 15 saat sonra annesinin yüzünü diğer yüzlerden rahatlıkla ayırt eder.
Araştırma boyunca izlenen bebekler, kendilerine gösterilen yüz çiftlerinden güzel olanlara ? daha uzun süre baktılar. Bu bebeklerin çoğu iki günlükken, birkaç tanesi de sadece birkaç saat önce doğmuştu. Exeter araştırmacılarına göre, bu güzellik tercihi yapabilme özelliği bebek doğduktan hemen sonra belki de daha doğmadan önceden beyinde oluşturuluyor.
Ayrıca bebeklerin çok belirgin müzik tercihleri olduğu da araştırmanın sonuçları arasında. Bir panoya kırmızı bir çizgi çizen araştırmacılar, seçtikleri müzik parçasını bebeğe dinlettiler. Bebek kırmızı çizgiden başka tarafa bakmaya başladığında müzik durduruldu. Gözlemciler bebeğin dikkatini göz önünde bulundurarak hangi müziği tercih ettiğini kaydettiler. Sonuç olarak, Vivaldi’nin Four Seasons parçası dinletilirken bebeklerin uzun süre dikkatli bir şekilde dinlerken, parçayı tersten çalmaya başlayınca hiç hoşlarına gitmediği ortaya çıktı.
***
Sabunun tarihçesi
Sabun, tarihin ilk çağlarından beri insanların vazgeçilmez eşyaları arasında yer aldı. Eski zamanlarda, insanlar sabunu bitki köklerinden, ağaç kabuklarından, at kuyruğundan ve çeşitli bitkilerden yapıyordu.
Sabunla ilgili ilk yazılı bilgilere Mezopotamya’daki M.Ö. 3000 yılından kalma kil tabletlerinden ulaşıyoruz. Bu tabletlerdeki bilgilere göre sabun o tarihlerde hayvan yağları ve küllerin birlikte kaynatılmasıyla elde ediliyordu. Gerçi o zamanlar sabun temizlik yerine yaralarda kullanılmak üzere ilaç olarak veya saça şekil vermek amacıyla kullanılıyordu.
M.Ö. 1500 yılına ait Ebers Papirüsü’nde ise Mısırlıların temizliğe çok önem verdikleri ve sabunu sebze veya hayvan yağlarından, alkalinli tuzlardan üreterek kullandıkları yazıyor. Aynı dönemlerde Yunanlıların temizlik için kullandıkları yöntem ise oldukça ilginç. Onlar banyo yapacakları zaman önce vücutlarını yağ ve killerle sıvayıp sonra kavisli metal bir aletle oluşan tabakayı kazıyorlardı. Sonra su ve zeytinyağıyla temizlenme işlemleri son buluyordu.
Kişisel temizliğe ve bakıma önem veren Romalılar’ın hayatında banyo çok önemli bir yer işgal ediyordu. M.Ö. 25 yılında Roma’da yüzlerce hamam bulunuyordu. M.S. 476 yılında Roma’nın yıkılmasıyla da Avrupa’daki hamam alışkanlığı son buldu. Bu arada Avrupa Kralları sabunu yüzde yüz vergiye tutarak lüks ihtiyaçlar listesine dahil etmişti.
Türkler ise yaklaşık 11. yüzyıla kadar sabun olarak soda, tavşan kulağı, çeşitli otlar ve kül kullandılar. Osmanlı’da sabun önemli bir ticaret sahasıydı ve çoğu ülkelerin sabun ihtiyacı Osmanlıların imalathanelerinden karşılanıyordu.
Sabunun bugünkü hâline yakın şeklini ilk kullananlar ise Müslüman Araplardı. Ortaçağda Avrupa’da kirli yaşam şartlarından dolayı birçok hastalık kol gezerken, İslâm ülkelerinde sabun gelişmiş bir imalat dalıydı.
1800’lü yılların sonuna doğru Avrupa, sonunda temizliğin yararlı bir şey olduğuna karar verdi. O yıllarda Fransız kimyacı Nicolas LeBlanc tuzdan sabun yapmanın yolunu buldu. Böyle ekonomik bir yöntemin bulunmasıyla İngiltere ve Fransa sabun vergisini ortadan kaldırdı. 20. yüzyılın başlarında buhar makinesinin de bulunmasıyla sabun imalatı dünya çapında bir sanayi kolu oldu. 1. Dünya Savaşında sabun yapmak için gerekli malzemeleri bulmak iyice zorlaştı. Böylelikle sentetik temizleyiciler doğdu ve sabun sanayiinde bir devrim gerçekleşti.
***
Işık sadece görme duyusuyla değil, bütün duyularımızla bize ulaşır. Hissetmeksizin gördüğünüz takdirde, sizde kısmî körlük vardır; çünkü bilinci ortaya çıkaran dahilî ışıktan yoksunsunuz demektir. Bilinçlilik, bütün duyguların bir arada işlemesi ve bütün varlığınızın bir göz gibi davranması demektir.”
— Charles A. Lindbergh
***
İLGİNÇ BİLGİLER
-
İnsan vücudundaki elementlerin çoğu, bir yıldızın cehennemvâri patlamasıyla yaratılmıştır.
-
Yeryüzünde yaklaşık 1,3 milyar trilyon litre su vardır. Bu miktarın yüzde üçü tatlı sudur. Fakat tatlı suyun üçte ikisinden fazlası buzullarda saklıdır.
-
Okyanuslar yeryüzünün dörtte üçünü kaplar. Büyük kısmını buzulların kapladığı okyanuslardaki, bütün buzullar erirse deniz seviyesi yaklaşık seksen metre yükselecekti—yaklaşık 26 katlı bir bina yüksekliğinde.
-
Dünya’nın etrafındaki ozon tabakasının kalınlığı yaklaşık 3 milimetredir. Başka bir deyişle metal para kalınlığında.