Yıllar… buruşuk sapsarı güz yaprağı yıllar…
Artık şu “ömür bohçamı” toptan dürüversem!..
Bilmem ne zaman erdirecek Dost’a bu yollar?..
Vuslat’la şu Firkat Közünü söndürüversem!..
Mecnûn gibi “-Leylâ!..” diye çöllerde dolaştım,
Nefsimle geçindim ama Rûhumla dalaştım!..
Söz dinlemedim, sarpa sarıp Menzil’i şaştım,
Kervân’ı O Nur Yurduna bir döndürüversem!..