TR EN

Dil Seçin

Ara

Ümide Yolculuk

Ümide Yolculuk

Gönüller bir haller başka, dualar bir diller başka, İnançlar bir iller başka, mihmânıdır Beytullah’ın... Her yerde Hakk’ın satveti, Resulullah muhabbeti, Halilü’r-Rahman dâveti, ummanıdır Beytullah’ın…

Ümidimiz sizde. Götüreceğiniz selâmda, sözde.

Ne mutlu size ey kutlu yolcular! Kalbimiz yanınızda. Selâmımız sizinle. Kalbinize âniden doğan o ilk ilhamla beraber Habibullah’ın (asm) huzuruna vardığınızda lütfen iletin selâmımızı. Sevgilinin Sevgilisine iletin. Hâlimizi arz edin. Dilimiz diliniz olsun, duamız duanız olsun. Duygularımız, duygularınıza karışsın. Huzurda öylece kalın, hiç kımıldamayın. Unutmayın sakın, ne demişti Sevgilimiz (asm):

“Beni vefatımdan sonra kabrimde kim ziyaret ederse, sağlığımda ziyaret etmiş gibidir.”

Bu mübarek sözü hatırlayın. Bizim de selâmımızı takdim edin Sevgili Nebi’ye (asm)…

Tekbir sesleriyle uğurlanırken, bu heyecan daha evinizin eşiğinde başladı.

Şimdi hiç dönmek istemeyeceğiniz bir kapının eşiğindesiniz. Kâbe’desiniz…

Dilleriniz sadece ve sadece tek bir cümlenin tekrarından ve terennümünden zevk alacak:

“Lebbeyk, Allahümme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnnel hamde, venni’mete, leke velmülk lâ şerike lek…”

İç mekânda tavaf yaptığınız o beyaz taşların altında, bir rivayete göre kırktan fazla peygamberin kabri var. Hayalen peygamberlerle beraber yürüyün tavafta… Ne mutlu size... Orada bir camekânın içinde ise Makam-ı İbrahim var; Hz. İbrahim’in ayak izleri onlar. Hz. Peygamberin (asm) ayak izlerine en çok benzeyen ayak izleri onlar. Ve ayrıca Hacerü’l-Esved… Kur’an bunlara işaret ediyor: “Orada apaçık âyetler (nişaneler ve işaretler) vardır.” (Âl-i İmran, 97)

Aaah Mekke... Ruhumun şehri. Peygamberimin (asm) doğduğu diyar. 51 yaşına kadar misafir olduğu kutlu belde. Yüzlerce, binlerce yanlış âdetin kökünden sökülüp atıldığı yer… Hele bunlardan biri o kadar sevindirir ki beni… Mekkeli çocukların gözlerinde o sevinci görürüm sanki. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesinin yasak edildiği günün sevincini. Mekkeli bir kız çocuğunu gördüğünüzde, hayalen bin dört yüz sene öncesine gidin. Neler göreceksiniz neler…

Bu belde, tüm insanlığa rahmet ve şefkat prensiplerinin âyet âyet, sûre sûre indiği en şerefli bir yerdir. Mübarek beldedir.

Peygamberimizin (asm) “Umre ve haccımı bana kolaylaştır yâ Rabbi” duasını hatırlayalım. Bir incelik var bu duada. Demek ki, pek çok müşkülat ve imtihanla karşılaşacağız… Kudsî bir beldede ibadet ediyor da olsak, imtihandan geçeceğiz… Yanlış yapanlarımız çıkacak… Belki de en yakınımız… Bunlara hazırlıklı olacağız. İnancımızla, sabrımızla aşacağız bunları da inşaallah.

“Men sabere, zafere,” sabreden zafere ulaşacaktır sonunda. Affedeceğiz ki, affedilelim. Görmezden geleceğiz ki, hatalarımız görülmesin…

Hediye telaşına düşüp, Kâbe gibi özel bir mekânı lâyıkıyla tavaf etmeyenlere de, bir küçük hatırlatmanın yeri gelmiştir sanırım: Hac’dan dönenin asıl hediyesi, evinize yeni, tazelenmiş bir insan olarak dönmektir; daha şefkatli, daha dikkatli, daha çalışkan, hasılı daha insan, daha dindar ve örnek bir insan olarak dönmektir. Asıl hediye budur…

Mahşer yerinin, hesap gününün bir benzeri yaşanacak Arafat’ta. Allah’ım, bir sel gibi akan bu inançlı insanların geçmiş günahlarını, hatalarını affeyle, mağfiret eyle.

Evet, akacaksınız, bir sel gibi coşkuyla akacaksınız ve:

“Siz, Arafat’tan taşıp da hürmete lâyık alâmetin (Müzdelife’nin) yanına aktığınız zaman, Allah’ı anın.” (Bakara, 198) âyetini en canlı şekilde burada yaşayacaksınız.

Ey sevgili ümit yolcuları… Haccın bir de Allah’a karşı verilmiş bir sözü vardır. Kendi aralarında Müslümanların bir kardeşlik anlaşmasıdır hac. Bunu düşününce, haccın farz kılınmasındaki hikmet de anlaşılmış oluyor.

Hac, her yıl dünyanın her yerinden Müslümanların bir araya gelip, tanışıp görüştükleri, dertlerini paylaştıkları bir kongredir aynı zamanda. Gönül ve fikir alışverişi, burada en üst düzeyde olmalıdır.

Her dilden, her ırktan nice insanın burada Allah’a (cc) boyun eğip, emirlerini dinlediğini görünce O’nu seven başka kulları da varmış diye anlarız. Yalnızlıktan kurtulur; kibirden, gururdan sıyrılırız.

Hac, daha nice nice sırrı taşıyor.   

Ey ümide doğru kanatlanan kutlu ve mutlu yolcular, hacı olmak söz vermektir… Hacı olmak kolay ama, asıl olan hacı olarak yaşamaktır. Rabbim; hacı olmayı ve o şuurla yaşamayı nasip etsin. Tüm günahlarımızı bağışlasın, affeylesin. Âmin…

Hac, Mekke’nin fethinden sonra, hicretin dokuzuncu senesinde farz kılınmıştır. Peygamber Efendimiz de bir defa hacca gitmiştir. Bu hacca “veda haccı” denilmesinin sebebi Hz. Peygamberin hacdan döndükten üç ay sonra ahirete teşrif etmiş olmasındandır.

Ey sevgili Nebi, bütün ibadetlerin inceliklerini Senden öğrendik. Sana salâtu selâm olsun.

Ey güzel Allah’ım, güzel niyetimizle kapına geldik. Kabul eyle… Kusurumuzla, aczimizle, ihtiyacımızla huzurundayız. Senin sonsuz af ve rahmetine güveniyoruz.

Sevgili Allahımız! Senden hidayet istiyoruz. Senden yardım talep ediyoruz. Senden tüm günahlarımızın affını diliyoruz.

Tövbe, merhamet, şefkat ve geniş rızık kapılarını sonsuza dek bize açık tut yâ Rab. Biz sana yönelenlerdeniz. haccımızı, umremizi ve Senin rızanı kazanmadaki her amelimizi kabul eyle…

Gidemeyenlerin en kısa zamanda gitmesi için, her türlü maddî manevî imkân lütfeyle. Sıhhat ve afiyeti cümlemize nasip eyle…

Sana, sonsuz hamd-ü senâlar; bize dinimizi öğreten Efendimiz’e (asm) salât-u selâmlar olsun. Âmin…

Mübarek kurban bayramınızı cân-ı gönülden tebrik ediyoruz.