TR EN

Dil Seçin

Ara

Size Yeşil Ağaçtan Ateş Çıkaran O'dur

Size Yeşil Ağaçtan Ateş Çıkaran O'dur

Karanlığın en kesif olduğu gecelerde dahi güneş enerjisinden evinizde ısıtma, aydınlatma vd. işlerde faydalanabildiğiniz size söylense, inanır mıydınız?

Buna belki inanmazdınız ama, gerçekte faydalanabiliyorsunuz.

Nasıl mı?       

Yâsin Sûresi’nin 80. âyetinin kısaca meali şöyledir: 

“Size yeşil ağaçtan ateş çıkaran O’dur. Şimdi siz ondan (çakıp) ateş yakıyorsunuz (düşünebiliyor musunuz?)”

Çöl Araplarınca bilinen “Merh” ve “Afar” denilen iki ağaç vardır ki, yemyeşilken, suları akarken bile bunlardan Merh’i Afar’a çakmak taşı gibi sürtünce ateş çıkarır!..

Bu sebeble Yâsin Sûresi’nin 80. âyetinin, nâzil olduğu zaman ve yerdeki insanların hiss-i zâhirisine de en uygun, anlaşılabilecek ilk mânâsı budur.

Ancak, Kur’an sadece 15 asır önce dünya coğrafyasının bir yerinde yaşamış bir grup insana değil; kıyamete kadar gelecek bütün coğrafyaların bütün insanlarına Allah’ın hitabıdır.

O halde, bu âyetin kıyamete kadar bütün insanlara bakan mânâları da olmalıdır ve vardır.

Allah, bu âyetle insanlara (“Merh” ve “Afar” adlı) yeşil ağaçlardan ateşi çıkarttırdığından başka, nâzil olduğu sırada insanlar tarafından bilinmeyen ve asırlar sonra keşfedilen ve bugün bizim günlük hayatımızda çok mühim yer tutacak şekilde yaygın olarak kullanılan “fosil yakıtlar”a da (Modern hayatta kullanılan doğalgaz, petrol ve onun benzin, uçak yakıtı, mazot, halk dilinde ekseriya “tüpgaz” denilen LPG, fuel oil, gazyağı gibi çeşitli sıvı ve gaz yakıt ürünlerine; maden kömürü, kok kömürü, linyitler gibi çeşitli katı yakıt ürünlerine) işaret ediyor olabilir.

Bugünkü fen bilimleriyle bilindiği gibi, ‘fosil yakıtlar,’ milyonlarca yıl önceki jeolojik devirlerin yeşil yapraklı bitkilerinin aldıkları güneş ışınlarını karmaşık fotosentez reaksiyonları ile kimyasal bağ enerjisi haline dönüştürdükten sonra, kendilerinin ve besin zincirinde organizmaları içine girdikleri diğer bazı canlıların ölümlerinden sonra yüksek basınç altında, okyanuslar ve bataklıkların dibinde ayrışıp fosilleşmeleriyle meydana gelmişlerdir. Yani, bu yakıtların milyonlarca yıl kadar önceki ilk hali, yeşil yapraklı bazı bitkilerdi.

O halde, bu âyeti günümüzün fen ve tabiat bilimi bilgileri ve içerisinde yaşadığımız modern hayat şartlarında daha iyi anlayabilmemiz için, onu “fosil yakıtlar”ın mânâsı ve bugünkü kullanılma yerleri ile birlikte düşünmeliyiz:

Allah tarafından bizi imtihan için konulmuş olan “sebebler perdesi”ne takılıp kalmayarak, “o sebebleri yapan ve çalıştıran” Allah’ı düşünüp ona hakikî bir kul olabilirsek, bir saatinin bir sene nafile ibadete bedel olduğu bir hadis-i şerifte de bildirilen çok kıymetli “tefekkür sevabı” ile birlikte, en büyük imtihanımızı da inşaallah kazanabiliriz.