TR EN

Dil Seçin

Ara

Ay Konuşuyor Duyuyor musunuz?

Güneş, Dünya ve yıldızlar gibi Ay da bizleri kendisini tanımaya davet ediyor. Evet kaldırıp başınızı bir bakın! Acaba onu gerçek yönleriyle tanıyor muyuz?

Güneş, Dünya ve yıldızlar gibi Ay da bizleri kendisini tanımaya davet ediyor. Evet kaldırıp başınızı bir bakın! Acaba onu gerçek yönleriyle tanıyor muyuz?

Lagrange noktaları

Ay, birbirinden farklı gök cisimleri arasında semaya asılı bir gece lambası ve Dünya’nın uydusu olarak asırlardan beri dolaşmaktadır. Işığı yoktur, ışığını diğer gezegenler gibi Güneş’ten alır, karanlıktır, koyu renklidir ve dünya kadar yoğun bir yapısı yoktur. Bugüne kadar üzerinde herhangi bir hayat izi de bulunamamıştır.

Dünya ile arasındaki uzaklık 384 bin km’dir. Ay ışığının bize ulaşması ancak 1,3 saniye sürer. Bugünkü hesaplamalara göre Ay’ın 4,47 milyar yaşında olduğu düşünülüyor. Ay’ın kütlesi ve yarıçapı Dünya’ya göre daha küçüktür. Bu yüzden de bir cismin Ay’daki ağırlığı Dünya’daki ağırlığının yaklaşık 1/6’sı kadardır.

Dünya’nın güçlü bir kütle çekimi vardır, Ay’ın da vardır. Ancak, Ay’ın düşük kütlesi nedeniyle bu kürenin çapı sadece 60 bin km kadardır.  Eğer Ay’a yakın isek, onun kütle çekimi baskın olur ve bizi çeker. Ama Dünya’ya daha yakın isek, bu kez de Dünya’nın kütle çekimi bizi çeker. İki gök cisminin kütle çekimlerinin birbirini dengelediği, dolayısıyla kütle çekimi hiç yokmuş gibi hissedebileceğiniz noktaya Lagrange noktası denir. Bunlar 5 adettir.

Ay’ın arka yüzü ve Dünya. Bir gök cisminin kendi etrafında dönüş hızı ile uydusu olduğu gezegen veya yıldızın çevresindeki dönüş hızının eşit olması durumuna “kütle çekim kilitlenmesi” denir. Böyle olunca, gök cismi çevresinde döndüğü “daha büyük kütleli” cisme sürekli aynı yüzü bakacak şekilde dolanır. Yaklaşık %40’lık kısmı ise sürekli karanlıkta kalır.

Ay, kendi ekseni etrafında, dünyanın etrafında ve dünyanın bir uydusu olarak birlikte Güneş’in etrafında döner, yani 3 tarz dönüşü vardır. Kendi ekseni etrafında yavaş, Dünya’nın etrafında hızlı döner. Ay’ın kendi ekseni ve Dünya etrafında dönüş süresi eşittir (29, 5 gün). Yani bir günü bir yılına eşittir. Bu sebeple de Dünya’dan Ay’ın hep aynı yüzü görülür. Biz Dünya’dan baktığımızda Ay’ın arka tarafını göremediğimiz gibi, Ay’ın arka tarafından da Dünya görülmez.

Ay, Güneşin etrafında Dünya ile birlikte 365 günde döner. Gündüzleri yüzey sıcaklığı ortalama 107°C, geceleri de ortalama -153°C’tır.

Ay ve Dünya arasında “kütle çekim kilitlenmesi” olduğu için, Dünya’dan bakıldığında sadece Ay’ın bir yüzü görünür. Kütle çekim kilitlenmesi, bir gök cisminin sahip olduğu gelgit kuvvetinden dolayı diğer bir gök cismine sadece tek yüzünü göstermesi anlamına geliyor. Ay 1,54° yörünge eğikliği ile kendi etrafında döndüğü için yüzeyinde her bölge zamanla Güneş’e bakar ve Güneş ışığı alır. O yüzden bu bölgeyi tanımlarken Ay’ın karanlık yüzü demek yerine, Ay’ın arka yüzü veya Ay’ın uzak tarafı denilmesi daha doğrudur.

Ay’ın görünmeyen arka yüzündeki çatlak

Günümüzde ayın arka yüzünde yapılan araştırmalar 1,5 km genişliğinde yukardan aşağıya doğru bir çatlağın izine rastlamışlardır. Buna Radley Rille adını vermişlerdir. Ancak Batılı bilim adımları bunun detaylarını açıklamaktan henüz çekinmektedirler. Bir gün gelir gerçek anlaşılır.

Güneş ve Ay tutulmaları, bu muazzam gök sistemini işleten Allah’ın büyüklüğünü ilan eden semavi olaylardan ikisidir. İslam’da Ay tutulması, aynı zamanda Yaratıcıya karşı özel bir ibadet olan ‘Husuf namazı’nın kılındığı zamandır. Yıl içinde ancak bazı ülkelerden nadiren görülebilen bu özel ânı gören bir Müslüman, Rabbini bu vesileyle anmak için namaz kılar. Gündüzün, bir anda gece gibi kararması, âlemler Rabbinin nimetlerini ve kudretini hatırlatır. Bu olay sebebiyle de bir Müslüman Yüce Rabbini hatırlayıp ibadet eder. Yoksa o ibadet, Ay tutulmasını sona erdirmek için değildir.

Ayın değişimi

Güneş’e, Ay’a ve parlak yıldızlara birçok görevler yüklenmiştir. Gökyüzünü aydınlatırlar, süslerler ve bütün eşya onlarla hayat bulur.

Ay’ın boyutu ve Dünya’ya olan uzaklığı, Dünya ile olan yerçekimi açısından da mükemmeldir. Önemli okyanus gel-git hareketleriyle sular ne durgunlaşır ne de kıtaların üzerine tırmanır. Gel-gitlerin oluşturulmasında görev, Ay’ın evrelerine, mevsimlere ve Güneş’e verilmiştir.

Ay, insanlara günü, ayı ve yılları gösteren bir takvim olarak da hizmet etmektedir. Tarihte pek çok medeniyetler Ay takvimini kullanmışlardır. Sümerler, Babilliler, Romalılar, Yunanlılar, Yahudiler ve Müslümanlar gibi. Bizim kullandığımız Hicri Takvim de bir Ay takvimidir.

Ay tutulması (Tam ve parçalı)

Evet Ay konuşuyor!

Benim sanatkârım Güneş’i ve Ay’ı istediği gibi hareket ettiren, menzilden menzile gezdiren “Musahhiru’ş-Şemsi ve’l-Kamer”dir.

O göklerin ve yerin rabbi; “Rabbü’s-Semâvâti ve’l-ard”dır.

O ne emrederse ben onu yaparım, ol der ve ben olurum “kün fe yekün” emrinin sahibidir benim sahibim.

Bir gece Peygamberliğe delil için Hz. Muhammed’e inanmayanlara karşı mucize gösteren sahibimin emriyle Peygamber parmağını kaldırdı ve ben ikiye bölünüp tekrar yine bir araya geldim. Araştırın belki izine rastlarsınız.

“Ay yarıldı.” (Kamer Sûresi, 1)

“Vaktinizi ve hesabınızı bilesiniz diye…” (Yunus Sûresi, 5)

“Ay’a gelince, onun için de menziller takdir ettik ki, kurumuş hurma dalının ince yay halini alıncaya kadar incelir.” (Yâsin Sûresi, 39)