Tek bir malzeme kullanarak kaç değişik ürün üretebilirsiniz? Mesela aynı malzeme kullanarak hem çelik gibi sağlam bir ürün, hem de ayrıca çok lezzetli bir içecek üretebilir misiniz? Şimdi gelin, tabiat dediğimiz yeryüzü sergisine bakalım ve aynı malzemeyle ne kadar değişik ürünler yaratıldığına bakalım.
İneklerin yedikleri otların 50-70 saat içerisinde süte çevrildiğini biliyor muydunuz? Sütün beyaz rengi içindeki yağdan kaynaklanır. Eğer bu yağ çıkarılırsa süt, mavimsi olur. Bunun sebebi içindeki besleyici maddelerden birisi olan riboflavinin renginin mavi olmasıdır.
Sütün içerisinde su, laktoz, yağ, proteinler, çeşitli mineraller, vitaminler ve enzimler konulmuştur. Genel olarak süt büyüme dönemindeki canlılar için özel planlanıp yaratılan mükemmel bir besindir. Süt ideal bir içerikle yaratıldığı için, büyüme döneminde ek gıdalar almadan besin ihtiyacı karşılanır. İnsan ve hayvanların sütleri arasında da değişik yaştaki bebeklerin ihtiyaçlarına göre farklı oranda faydalı maddeler dercedilir. Kalsiyum ve fosfattan zengin olan inek sütünde gerekli miktarda vitamin A ve D de yaratılır.
…
Örümcek ağları, aynı kalınlıktaki çelikten 5 kat daha sağlamdır. Aynı zamanda örümcek ağı son derece hafiftir. Örneğin örümcek ağının tek bir ipliği tüm dünyanın çevresini dönecek uzunlukta olsaydı bunun ağırlığı sadece 320 gram olacaktı. Çelik, özel şartlarda ve yüksek sıcaklıklarda alaşım şeklinde üretilmesi gereken bir maddedir. Oysaki örümcekler çelikten çok daha sağlam olan ağlarını her gün kolaylıkla üretecek donanımla yaratılırlar. Bu ağ sadece sağlam ve hafif değil aynı zamanda çok elastiktir. Dolayısıyla bu özellikleri aynı anda taşıyan başka hiçbir materyal dünyada yoktur. Bilim adamları ise örümcekleri kullanarak insanların kullanımı için son derece sağlam ve yeni materyaller üretmek için kolları sıvamış durumda.
…
İpek böceklerinin ürettiği ipekte ağırlıklı olarak sericin ve fibroin adlı iki protein bulunur. Fibroin ipeğin ana iskeletini oluştururken, sericin, iskelet dışında bulunur ve yapışkan bir özelliğe sahiptir. İpeğin emici özellikte ve düşük iletkenlikte yaratılması, onu giyim için çok konforlu bir materyal yapar. Soğuk havalarda, ısınmış hava cilt çevresinde kalarak rahat bir ortam oluşturur. İpek böcekleri ipeği üretmeye başlamadan önce yaklaşık olarak ağırlıklarının 50,000 katı ağırlığında yaprak yiyerek olgunlaşırlar. Bundan sonra da 72 saat içerisinde 1200 civarında ipek iplik üreterek kozalarını örerler.
…
Misk, erkek ceylanlar tarafından üretilen çok güzel bir kokudur. Geyiğin karnındaki salgı bezinde üretilir. Kur’an-ı Kerim’de de misk kelimesi geçer: Mutaffifin suresi (22-26): “Haberiniz olsun ki, iyiler nimet içindedir. Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar. Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün. Onlara damgalı saf bir içecek sunulur. Onun sonu misktir. İşte ona imrensin artık imrenenler.”
…
Bunlara benzer sayısız örnekleri tabiatta bulmak mümkündür. Bir fabrika düşünebiliyor musunuz ki, hammadde olarak ot, yaprak verilsin, ürün olarak süt veya ipek ortaya çıksın, yahut örümcek ağındaki gibi son derece sağlam, hafif ve esnek bir madde ortaya çıksın, veya harika bir koku olan misk ortaya çıksın. Bugünkü teknolojik seviyemizde bile bunların imkânsız olduğunu hepimiz biliyoruz. Yaprak veya ot gibi sade besinler ile beslenen hayvanlardan insanların istifadesine sunulan ne kadar farklı maddeler ortaya çıkarılıyor. Bir yaprağa baktığınız zaman, aynı yapraktan süt, ipek veya misk gibi birbirinden son derece farklı yapı ve özellikte maddelerin çıkabileceğini insan düşünemiyor bile.
Aslında tabiattaki canlıların kendileri de benzer ve mükemmel bir döngünün ürünü. Hayvanların çoğu sadece ot ve su ile besleniyor. Sadece ürettikleri yukarıda sayılan maddeler değil, aynı zamanda yavruları olan yeni nesiller de tükettikleri aynı maddelerle yapılıyor. Böylece bu harika tabiat döngüsü yaratılıyor.
Çoğu zaman tabiatta bakıp geçtiğimiz ve alelade gibi görünen, kanıksadığımız olaylar aslında çok büyük işaretler, ayetler içeriyor. Bunun için Rabbimiz bize tefekkürü emrediyor. Önümüze gelen hiçbir şeyi basit görmememiz lâzım.
Bundan sonra sofraya oturunca sadece besmele ile başlamakla yetinmeyelim, yediklerimizin hangi merhalelerden geçerek önümüze geldiğini tefekkür etmeye çalışalım, sonunu da hamd ile bitirelim. Bu şekilde yemek yerken hem kalbimiz doymuş, hem de çok büyük sevap elde etmiş oluruz.
Sayısız nimetlerini bize hiç zahmet çektirmeden önümüzde seren Rabbimize sonsuz hamd-u senalar olsun, Rabbimiz bizleri en yüksek cennet mertebelerinde, çok daha güzel nimetlerin önünde buluştursun.