Derler ki, zamanın birinde iki köy ve bunların ortasında da büyük bir cevizlik varmış. Bu iki köy bu yüzden pek çok defalar kavgalaşmışlar. Sonunda iki köyün büyükleri toplanıp, kozları yani cevizleri ortaklaşa toplayıp paylaşmaya karar vermişler. Fakat her ne kadar anlaşmaya varıldıysa da, kozları pay etme zamanı, sen çok aldın, ben az aldım diyerekten yine tartışmalar çıkarmış.
Bu iş o hale gelmiş ki, bu köylerde artık kozları paylaşma deyince herkesin aklına kavga dövüş gelir olmuş.
Hatta anne babalar, çocuklarının, gerekirse hakkını zorla almayı bildiğini anlatmak ve onları methetmek için, “kozunu paylaşmayı bilir.” derlermiş. Hatta onların büyüdüğünü ve güçlü bir yiğit olduğunu bile şöyle anlatırlarmış:
“Benim oğlum artık büyüdü, sözünü söyleyecek, kozunu paylaşacak yaşa geldi…”
İşte “kozunu paylaşma” böylece “anlaşmazlıkların güç kullanılarak zorla halledilmesi” anlamında kullanılır olmuş.
•••
Bu deyim, “aralarında bir konuda anlaşmazlık bulunanların, bu problemi zor kullanarak sona erdirmesi” anlamında kullanılır.