TR EN

Dil Seçin

Ara

Satır Arkası

Satır Arkası

ALLAH (CC), YARATTIKLARINA BENZETİLEMEZ

Ali Şeriati'nin 'İslam Şinasi' adlı kitabında şu cümle yer alıyor:

''Allah (bazı nüshalarda Hoda) yek Janus-i hakiki est'', bunun harfi tercümesi ''Allah gerçek bir Janus'tur.''

Bilmeyenler için söyleyeyim, Janus iki çehreli bir Roma putudur.

İslam'ın temel inançlarından biri şudur: Allah yarattıklarına benzetilemez. Allah şekilden, cisimden, mekandan, cihetten, cevher veya araz olmaktan münezzehtir.

Şeriati, kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh Hak Tealayı, bir Roma putuna benzeten bir kimsedir. Başka yanlışını saymama lüzum yoktur.

Onun yanlışlarına Şii Caferi ulemasının nicesi de karşı çıkmış, itiraz etmiştir.

Bundan birkaç yıl önce bir toplantıda bazı ilahiyatçılar bu kimseyi göklere çıkartmıştı.

Adam Allah'ı bir puta benzetiyor ve bizim bazı ilahiyatçılar onu göklere çıkartıyor. Olacak şey değil!.. Bu zındıklığın tevili falan olamaz, çünkü Şeriati zikr ettiğim cümlesinde hakiki sıfatını kullanmıştır.

Şeriati'nin nice kitabı, Sünnilere çok ters gelecek bazı yerleri ayıklanarak Türkçe'ye tercüme edilmiştir.

Bazı ilahiyatçılar Şeriati'yi baş tacı ediyorsa, bu dini bakımdan büyük bir felakettir.

Şu çarpık zihniyete bakınız: Sanki doğru dürüst İslam hocası, mütefekkiri, alimi kalmamış gibi Şeriati'yi örnek ve önder gösteriyorlar.

Türkiye'de Sünni İslam hakimdir ve ''Allah gerçek bir Janus'' diyen kimse beğenilemez, onun reklamı yapılamaz.

Bir başka fecaat de, Sünni kesimin ileri gelenlerinin bu zatı tenkit, red, cerh ve ibtal ederek Müslümanları uyarmamasıdır.

Diyanet bu konuda ne diyor? Bırakın tenkidi, Diyanet yayın evlerinde Şeriati'nin kitapları peynir ekmek gibi satılıyor.

Ali Şeriati'nin zikr edilen cümlesi, başlığı ''Muhammed'i Tanıyalım'' adlı kitapta (1988 baskısı, s.151) yer almaktadır. Kitapta Resulullah Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) ismi yalın olarak kullanılmakta, bir kere bile Hazret denilmemekte, salat-ü selam getirilmemektedir.

                              M. Şevket Eygi

 

***

 

Kardeşine güler yüz göstermek kadar da olsa hiçbir iyiliği küçümseme.

                               (Hadis-i Şerif)

 

***

 

Bazı insanlar, bazı insanlara şifadır. 

Allah şifamızı versin.

                             Muhyiddin Şekur

 

***

 

1 yıl, 1 ay ve hatta 15 dakika önceki aynı insan olmak zorunda değilsin. Büyümeye hakkın var.

                             Emmy van Deurzen

 

***

 

DİBİ DELİK KOVA SU TUTMAZ

Allah Teala hayatı ve ölümü, kulların hür iradeleriyle imkanlarını kullanıp imtihanı kazanmaları için yarattığını bildiriyor. (Mülk: 67/2). İmtihan, iman ve imanlı amel ile kazanılacaktır. Kullara bütün imkanlar bu maksatla lütfedilmiştir. Hem ömür hem de çeşitli nimetler, imkanlar bu manevi ticaret içindir. Sermayesini yalnızca dünya için sarf edenler, ahirete bir şey bırakmayanlar zarar, hatta iflas edenlerdir; dünya için sarf ettiklerini bile Allah kulluğu bilinci ve imanı içinde sarf edenler ise kazananlardır.

Ashab-ı Kiramın zenginlerinden, ama cennetlik olduğuna inanılan büyük sahabi Abdurrahman b. Avf'ın şu düşünce ve duygusu bütün iman ehlince paylaşılmalıdır:

Oruçlu idi, iftar vaktinde önüne yemek kondu, yemeğe başlamadan şöyle dedi: ''Mus'ab b. Umeyr şehid edildi, o benden iyi (hayırlı) bir kimse olduğu halde kefen bulunamadığı için kısa bir hırka kullanıldı, başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açık kalıyordu. Hamza şehid edildi, o de benden iyi bir kimse olduğu halde (dünyalık şeylerden fazla nasibi olmadı). Sonra bize dünya nimetleri verildikçe verildi, nimetler içinde yüzer olduk; şimdi ben bütün nasibimizin (amellerimizin karşılığının) dünyada verilmiş olup ahirete bir şeyin kalmamış olmasından korkuyorum.'' Böyle dedi ve ağlamaya başladı, yemeğini de yiyemedi. (Buhari)

Dünyada servet ve nimet, ebedi saadetin kazanılmasına vesile oluyorsa değerlidir, olmuyorsa Allah katında hiçbir değeri yoktur. Bunu da şu hadisten öğreniyoruz:

''Eğer dünyanın, Allah katında bir sineğin kanadı kadar değeri olsaydı, kendisini inkar edene ondan bir içimlik su bile vermezdi.'' (Tirmizi)

Aman kovamıza mukayed olalım, dibi delik olmasın.

                              Hayrettin Karaman

 

***

 

İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın. Çok yaklaşma yanarsın!..

                              Sadi Şirazi

 

***

 

MUCİZE AVCILARI

Her insan, aslında bir 'mucize avcısı' olarak doğar.

Ama bazıları zaman içinde bu yeteneğini unutur, bazıları ise gün geçtikçe geliştirir.

Yeter ki, gözlerimiz 'bakmak'tan öte, görsün.

Yeter ki, kulaklarımız 'işitmek'ten öte, duysun.

Yeter ki, her gün gözümüz önünde olup bitiyor diye, 'sıradanlık' perdesi örtmeyelim üzerlerine...

Şu güzelim kainatta 'olağan' deyip geçiştirilecek hiçbir şey olmadığını, herşeyin 'olağanüstü' olduğunu görebilelim yeter ki...

                              Metin Karabaşoğlu (Mucize Avcısı kitabından)