TR EN

Dil Seçin

Ara

Kırk Yıllık Dost / Bir Hatıra

Kırk Yıllık Dost / Bir Hatıra

Bir dostum var. Melek gibi bir insan, çalışkan, iyilik canlısı.

Yaşadığı bir olayı anlattı bana.

Bir konuda acil bir ihtiyacı olmuş. Bu ihtiyacını karşılayacağını düşündüğü bir arkadaşı aklına gelmiş. Ve doğruca onun yanına gitmiş.

Arkadaşı kırk yıllık dostuymuş. İşleri, maddi durumu da çok iyiymiş. Ve ayrıca yardım sever bir insanmış… Bunun için de kesin bu derdini halledecek diye düşünüyormuş…

Arkadaşının dükkanına vardığında, onu biraz kafası karışık görmüş. Hatta kendisini gördüğüne sevinmemiş gibi bir hali bile varmış. 

Birkaç kelamdan sonra konuyu arkadaşına açmış. Ancak arkadaşı türlü sebepler öne sürüp onu reddetmiş.

Tüm ümidiyle o işi halledeceğini düşündüğü arkadaşının yanından eli boş ve üzgün dönmüş. 

Bu yaşadığını bana anlattıktan sonra dedi ki:

“Bu durum beni hem üzdü, hem sevindirdi. 

“Umduğumu bulamadım ama, bir konuyu hatırlayıp kalbimde kuvvet bulmasını sağladı. Çünkü “Hayır sahibi Allah’tır. Her hayrı veren Allah’tır. Her hayır, iyilik ve güzellik de Allah’ın elindedir.” İşte ben bunu unutmuştum. Arkadaşımın, hayra ve iyiliğe sadece sebep olacağını hatırlamadım, ona bel bağladım… Fakat bu olay gerçeği çok net görmeme sebep olduğu için şimdi çok sevinçliyim, ve ayrıca kazançlıyım…”

Bu iyi kalpli dostumun yaşadığı olaydan çıkardığı iman dersi bana da faydalı oldu. Ama dostumun sürprizi bitmemişti. Dedi ki:

“Tüm ümidimi bağladığım halde onu boş çıkaran bu arkadaşıma karşı kalbime baktım ve ona karşı bir kin yoktu. Ve bana böyle kin tutmaz bir kalp nasip ettiği için Rabbime şükrettim. Darılmadığımı bilsin diye de gittim onun dükkanına ve alışveriş yaptım…”

Başta demiştim ya; dostum melek gibi bir insandır…