Sultan II. Abdülhamid'in Gizemli Petrol Haritası
Petrol üzerinde 100 yıllık oyun
Ara
Petrol üzerinde 100 yıllık oyun
Sultan Abdülhamid'in Ortadoğu'daki petrol kaynaklarıyla ilgili bir dizi tedbirler aldığına önceki yazımızda değinmiştik. O zaman yapılan incelemelerde ortaya çıkan ortak sonuçlar şunlrdır:
Bu rapor ve haritalarda Anadolu’nun neredeyse tamamında yüksek ölçekte petrol rezervi olduğu tespit edilmiştir. Sultan’ın petrol haritasında sadece Kuzey Irak’ta değil, başta Hakkari ve Bitlis olmak üzere bugünkü Türkiye sınırları içerisinde 20’den fazla noktada petrol bulunabileceği gösterilmiştir.
Haritayı hazırlayan heyet, Bitlis Suyu denilen çayın kıyısı boyunca önemli petrol rezervleri olduğunu ortaya koymuştur. Petrol havzasını dolaşan Groskopf raporunda, Siirt tarafında ve Dicle Nehri kıyısında zengin petrol rezervlerinin bulunduğunu belirtmiştir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çalışmalarını tamamlayan heyet daha sonra bugün Irak sınırları içinde kalan merkezlerde petrol taramasına devam etti. Kerkük, Zaho, Süleymaniye, Bağdat, Musul ve Altınköprü’deki yaklaşık 45 petrol noktası, kilometre ve yerleşim yerlerine göre yön tayini yapılarak kayıt altına alındı.
Raporda ayrıca Avrupa usullerine göre petrol çıkarma ve damıtma tesisleri kurulması ve dışarıdan maden mühendislerinin getirtilip verimin artırılması; bunlar yapıldığı takdirde Amerika, Avrupa ve Bakü petrolleriyle rekabet edilebilir bir seviyeye ulaşılabileceğinin de altı çizilmiştir. Bunların uygulanması için 14 bin Osmanlı altınına ihtiyaç olduğu ifade edilmiştir. Fakat devletin o zaman buna ayırabileceği yeterli kaynağı yoktu. Dolayısıyla işletmeciliğin, özellikle bölge halkından sermayedarların oluşturacağı bir şirket tarafından yapılmasının uygun olacağı fikri benimsenmiştir.
Bu maksatla Abdülhamid, emperyalistlerin petrol kaynakları üzerindeki emellerini sonuçsuz bırakıp, devletin başına yeni sıkıntılar açmaması için birtakım tedbirler alma yoluna gitmiştir. Bu doğrultuda; birisi 1888’de, diğeri de 1898’de olmak üzere iki özel fermanla, Musul ve Bağdat Vilayetlerindeki petrolleri “Emlâk-ı Şahane” (padişah mülkü) ilan ederek “Hazine-i Hassa”ya (özel padişah hazinesi) bağlamıştı.
Yukarıdaki karar, İngiltere ve Almanya’yı büyük bir hayal kırıklığına uğratmış; Musul’daki petrol sahasından imtiyaz koparabilmek için yaptıkları yatırımların en azından bir süreliğine boşa gitmesine sebep olmuştur. Çünkü işletme hakkı tamamen Osmanlı Devleti’nin hukukî ipoteği altına alınmıştır. Sultan Abdülhamid, daha sonraları yeri geldiğinde, anlaşmadaki şartlara uyulmadığı gerekçesiyle ayrıcalıklarını feshetmesini de bilmiştir.
BUGÜNKÜ DEĞERİ VE KAYBOLMAYAN GÜNCELLİĞİ
Bugün TPAO’nun (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) yaptığı araştırmalara ve bunlar ışığında hazırladığı verilere göre Abdülhamid’in petrol haritası gerçekliğini ve güncelliğini korumaktadır ve bölgede petrolün varlığı gerçeğini gözler önüne sermektedir.
Petrol haritasında gösterilen yerlerde, mesela Batman’ın Kozluk ilçesinde sondaj yapan TPAO Nisan 2013’de Türkiye’nin en verimli ve kaliteli petrolüne ulaşmıştır. Bunun üzerine bütün gözler ve dikkatler Abdülhamid’in bir asır önce hazırlattığı petrol haritasına çevirmiştir. Gerek TPAO’nun gerekse Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın haritada yaptığı incelemeler sonucunda, bugün bilinen veya üzerinde araştırma yapılan birçok petrol sahasının bir asır öncesinden tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 10 Eylül 2012 tarihli bazı gazetelerde çıkan demecinde Abdülhamid’in petrol haritasının gerçek olduğunu; bakanlık olarak bu haritaya bakarak sondaj çalışmalarını yürütmediklerini ama bu haritanın, kendilerinin oluşturdukları haritalarla örtüştüğünü ve geçerliliğini koruduğunu belirtmiştir.
Yıldız’ın açıklamalarından bir bölüm şöyledir:
“Bakanlık koltuğuna oturduğumda en çok merak ettiğim şeylerden biri de II. Abdülhamid’in petrol haritalarıydı. Musul ve Bağdat’ı içine alan bir daire içerisinde yaptırılan, belli bilimselliği olan bir harita. Bugün bilinen sahaların pek çoğu bu haritada görülüyor. 100 yıl önce hazırlanan bu harita geçerliliğini koruyor. Bu harita, şu anda Batman ve Adıyaman gibi bizim de petrol aradığımız yerleri içeriyor... 1901 yılında Alman ve Türk mühendisler tarafından hazırlanan bu haritada Basra ve Hazar zonu yer alıyor. Basra zonunun biten kısımlarında Diyarbakır, Cizre ve Hakkari gibi yerler var. Bizim çalışmalarımızda da benzer sonuçlar çıkıyor. Biz bu haritaya göre çalışmalarımızı yapmıyoruz ama bizim haritamızla örtüştüğü yerleri dikkate alıyoruz.”
Sonuç itibariyle görüyoruz ki, Sultan Abdülhamid Han, tespit edildiği ilk dönemden itibaren petrolün kıymetini, gelecekte oynayacağı siyasi, ekonomik ve stratejik rolü ve belirleyiciliği dâhice kavramıştır. Böylece çağını/zamanını aşan bir ufuk, öngörü ve vizyona sahip olduğunu bu konuda da göstermiştir. Kıymeti sonradan anlaşılan, güncelliğini ve gizemini kaybetmeyen dünya çapında keşif, araştırma ve projelere damgasını vurmuştur.
**********
Petrol rezervi tespit edilen 65 nokta
1. Diyarbakır
2. Mardin
3. Bismil
4. Hazro Çayı
5. Sinan
6. Batman Çayı
7. Dicle
8. Midyat
9. Bedran
10. Bitlis Suyu
11. Tulan
12. Siirt
13. Botan Çayı
14. Habur
15. Fındık
16. Cizre
17. Dehuk
18. Zaho
19. Habur Çayı
20. Hakkari
21. Ahmediye
22. Bisan
23. Alkuş
24. Akra
25. Büyük Zap
26. Revanduz
27. Musul
28. Karakuş
29. Nemrut
30. Küçük Zap
31. Erbil
32. Köysancak
33. Altınköprü
34. Şargat
35. Hamrin Dağı
36. Kerkük
37. Taşhurmatı
38. Tavuk
39. Karadağ
40. Süleymaniye
41. Karadağ
42. Aksu
43. Tuzhurmatı
44. Kefri (Salahiye)
45. Deli Abbas
46. Tikrit
47. Samarra
48. Haso Çayı
49. Narbin
50. Diyale Suyu
51. Ramadi
52. Felluce
53. Mendeli
54. Bakuba
55. Kâzımiye
56. Bağdat
57. Museyyeb
58. Hılle
59. Kerbela
60. Hit
61. Fırat
62. Anah
63. El-Kadim
64. Ebu Kemal
65. Meyadin
Petrol rezervi tespit edilen 65 nokta. Haritada, Türkiye sınırları içinde kalan 20, dışında kalan 45 civarındaki petrol noktalarından bazıları görülüyor.
Petrolün bir enerji kaynağı olarak önem kazanması, ilk defa 1859’da Amerika’nın Pensilvanya…
Sultan II. Abdülhamid’i tasvir eden bir gravür Osmanlı, en azılı düşmanlarına dahi…
Osmanlı Devleti yüzyıllar içerisinde pek çok alanda olduğu gibi sanat alanında da…
Sultan II. Abdülhamid, Batı’daki ilmî gelişmeleri, icatları ve mucitleri büyük bir ilgi…
Her şeyi tükenmiş ve ölümü bekleyen bir ihtiyarı düşün. Sence o ne…
Göç, canlıların bir yerden başka bir yere düzenli olarak yaptıkları nüfus hareketidir.…