İnsanın yaratılışı ile ilgili birçok ayet ve hadis mevcuttur. Hayvanlar ve diğer yaratıklardan farklı olarak Hz. Adem’in özel bir şekilde topraktan şekillendirilmesi ve daha sonraki yaratılış aşamaları ayrıntılı olarak Kur’an-ı Kerîm’de farklı ayetlerde anlatılır. Bu yazımızda anlamı şimdiye kadar tam olarak aydınlığa kavuşturulmamış bir ayetten yola çıkarak yaratılış aşamalarımızdan birisine ışık tutmaya çalışacağız.
“Biz insanı çamurdan alınan bir özden yarattık. Sonra onu sağlam bir yerde nutfe (döllenmiş yumurta) haline getirdik. Sonra nutfeyi alakaya (rahim cidarına yapışmış embriyoya) çevirdik, sonra embriyoyu bir çiğnemlik et görünümünde yaptık, sonra bir çiğnemlik eti kemiklere çevirdik sonra da kemiklere et giydirdik. Sonra onu bambaşka bir yaratık yaptık.” (Mü’minun 12-14).
Bu ayetlerde bahsedilen nutfe ve döllenmiş yumurta ile, erkek ve kadınların üreme hücrelerinin birleşmesinden sonraki safha kastediliyor. Daha önceki aşamalar için ise erkek ve kadının suyu tabirleri Peygamber Efendimiz’in (sav) hadislerinde de geçiyor: “…Erkeğin suyu koyu ve beyazdır. Kadının suyu sarı ve akışkandır. Bunlardan hangisi üstün olur veya öne geçerse benzerlik hasıl olur.” (Kaynak: Müslim, Hayz 30, (311); Buhari, Menakıbul-Ensar, 49). Burada sperm ve yumurta hücrelerindeki kadın ve erkek genetik yapılarının çocuğa aksetme şekline işaret vardır.
İNSANDA ÜREME ORGANLARI NASIL YARATILIR?
Embriyolojik hayatın ilk haftalarında, henüz organların yeni oluşmaya başlayacağı safhalarda mesoderm adlı bölge oluşur. Mesodermin bir parçası olan mesonefrik tübüllerde embriyonun omurgalarının ön kısmında yukardan aşağı boylamasına uzanan bir dokudur. İşte bu doku hem üreme hem de böbrek ve diğer üriner sistem organlarının oluşacağı yapının adıdır.
Mezonefrik tübüller embriyolojik hayatın yaklaşık 4. haftasında ve yeni oluşan göğüs hizasındaki hemen boyun omurga kemiklerinin bittiği yerin karşısındaki torasik (göğüs) omurları hizasından başlar. Yaklaşık 40 adet mezonefrik tübül omurganın karşısında yukarıdan aşağı doğru uzanır. Kısa süre içerisinde boyun omurgaları karşısına denk gelen kranyal mezonefrik tübüller geriler ve kaybolur. Mezonefrik tübüllerden böbrek, idrar yolları ve erkeklikle ilgili ductus efferentes, epidydimis ve vas deferens gibi organlar yaratılır.
6. hafta civarında ise mezonefrik tübüllerin yan tarafında paramesonefrik kanallar oluşur. Bu da yine göğüs omurları hizasında başlar ve aşağı doğru zamanla ilerler. Paramezonefrik kanallardan da kadınların üreme iç organları oluşur.
Yaklaşık 7. haftaya kadar erkek ve kız embriyoların görünüşü aynıdır. Daha sonra sadece erkeklerde olan Y kromozomudaki TDF adlı genin çalıştırılması ile erkeklik üreme organları farklılaşmaya başlar. Gonadlar adı verilen asıl üreme hücrelerini barındıran ve erkeklerde testis bayanlarda yumurtalık olarak isimlendirilen üreme organları da bu aşamadan sonra yaratılır.
YARATAN BİLİR, AYETLERİYLE KONUŞUR
Yukarıdaki ayrıntılı embriyolojik gelişim özetinden de anlaşılabileceği gibi, hem erkek hem de bayanlardaki üreme organlarının kökeni göğüs omurları hizasından başlayıp daha sonra aşağı doğru inen embriyolojik yapılardır.
Tarık suresi 5 ve 8. ayetler arasında insan yaratılışı ile ilgili şu şekilde ifadeler geçer:
“5- Şu halde insan bir baksın, neden yaratılmıştır? 6- O, atılıp dökülen bir sudan yaratılmıştır. 7- Sulb (omurga) ile göğüslerin arasından çıkar. 8- Şüphe yok ki O, onu yeniden döndürmeye kadirdir.”
Bu surede insanın yaratılışına dikkat çekilmiştir. Özellikle 7. ayete dikkat çekeceğiz. Atılıp dökülen su ile kastedilenin erkek ve kadın üreme hücreleri ve bunların barındığı sıvı olduğunu müfessirler de söylemiştir. Daha sonra gelen 7. ayetteki zamir de tefsirlerin büyük çoğunluğunda bu sıvıya atfolunur. Yani ayette, atılarak çıkan bu sıvının sulb ve göğüsler (teraib) arasından geldiğinin kastedildiği şeklinde yorumlanmıştır. Bazı meallerde sulb bel kemiği gibi de geçse de, sulb başın arka dibinden kuyruk sokumuna kadar arka kemiği yani omurga anlamındadır. Bir sonraki ayette yeniden döndürme ile insanın öldükten sonra yeniden diriltilmesine işaret edildiği belirtilmiştir.
ÜREME ORGANLARININ YARATILMAYA BAŞLANDIĞI YER, OMURGA İLE ÜST KABURGALAR ARASINDAKİ BÖLGE
Tarık suresinin 7. ayetinde meni ve belki kadınlardaki sıvının da birlikte kastedildiğini yazan müfessirler aslında ilk bakışta tıbbi bilgilerimize aykırı gözüken, kaburgalar ile omurga arası bölgesine izah getirememişlerdir. Hatta ateistler bu ayete bakarak Kur’an’ın bu konuda hatalı bir bilgi verildiğini bile iddia edecek kadar ileri gitmişler. Gerçi bu ayetleri inceleyen bazı müfessir de aslında bel kemiği ve göğüsler arası ile insanın anne rahmindeki durumuna işaret edildiğini ve buradaki “arasından çıkar” şeklinde kastedilenin doğum olayı olduğunu söylese de, tefsirlerin büyük çoğunluğu bir önceki ayete bakarak burada kastedilenin meni gibi sıvı olduğunu yazmaktadır.
Terâib, terib kelimesinin çoğuludur ve kaburgalar anlamındadır; hatta daha da özel olarak kaburgaların iki meme ve üzerindeki gerdanlık olarak da adlandırılan bölge hizasına denk gelen ilk sıralarda olanlarıdır. Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde de terâibin gerdanlık hizasına denk gelen göğsün üst kısmındaki kaburgalar anlamına geldiği yazmaktadır. Halbuki genel olarak kaburga kelimesi Arapça’da ضلع (dala’) olarak geçer. Dolayısıyla teraib daha çok sadece üst kaburgalar bölgesi için kullanılır. Yani Tarık suresinin 7. ayetinde açıkça omurga ile üst kaburgalar arasındaki bölgeye işaret edilmektedir. Yukarıdaki embriyolojik gelişim özetinden de kolaylıkla anlaşılabileceği gibi, hem erkek hem de kadınların üreme organlarının yaratılmaya başlandığı yer tam bu bölgedir.
Sonuç olarak Tarık suresinin bu ayetinde hem erkek hem de dişi üreme organlarının embriyolojik kökenine işaret ediliyor olması, şu anki bilgilerimiz ışığında en uygun bir izah gibi gözükmektedir. Yoksa meni gibi bir sıvının göğüs kemikleri arasından gelmediği 1400 yıl önce ve hatta çok daha önce de iyi bilinen bir gerçek iken Kur’an-ı Hakîm’de işaret edilenin, üreme organlarımızın ilk aşaması olması çok daha yüksek ihtimaldir.
İnsanın embriyolojik gelişim aşamalarını başka ayetlerde mükemmel bir şekilde anlatan kutsal kitabımız da, insanın oluşumunda hem erkek hem de kadın sıvılarının birlikte rol aldığını hadislerinde ifade eden Peygamber Efendimiz de (asm) elbette bu kadar aşikâr bir konuda bilimsel gerçeklerle örtüşmeyen ifadeler içeremezdi. Bu tür, tam anlamını müfessirlerimizin çözemediği ayetler konusunda yine de en doğrusunu Allah bilir diyelim ve Tarık suresinin bir sonraki ayeti ile yazımızı bitirelim: “O gün, sırlar yoklanıp meydana çıkarılacaktır.” (Tarık, 9)
Kaynaklar:
1- http://www.courseweb.uottawa.ca/medicine-histology/english/Reproduction/Embryology/Embryology.htm
2- http://www.kuranikerim.com/telmalili/tarik.htm