TR EN

Dil Seçin

Ara

Satır Arkası

Satır Arkası

HAÇLILARIN KORKUNÇ ''SOYKIRIM'' TARİHİ

Sözde Ermeni soykırımı iddiaları gündemi meşgul ediyor. Soykırım çağrısı yapan Batı, kendi tarihini görmezden geliyor.

Tarihi katliamlar, vahşetler, çarpık ilişkiler ve çocuk istismarlarıyla kirlenmiş olan Vatikan, Osmanlı'nın son yıllarında yaşanan 1915 olaylarını ''soykırım'' olarak anmış. Oysa Papa, kendine en yakın aynaya gidip bir bakmalı.

Coğrafi keşifler sonrası Avrupa Devletleri, Amerika kıtasında kurdukları kolonilere işgücü sağlamak amacıyla milyonlarca Afrikalıyı köleleştirip Amerika'ya gönderdi.

17. yy.'da Liverpool'dan yola çıkan her dört gemiden biri köle ticareti yapıyordu. Köle ticareti yapan gemilerin yükleri 150-600 kişi arasında değişiyordu. 21-90 gün arasında değişen sürede Amerika'ya ulaşılıyordu. Erkek köleler isyan korkusuyla, ya birbirlerine ya da güverteye zincirleniyorlardı. Havasızlık, boğulma ve salgın hastalıklar yüzünden kölelerin yolculuk sırasında ölüm oranı çoğu zaman %50'yi buluyordu. Salgınlarla baş edebilmek için hasta köleleri öldürüp denize atıyorlardı.

İngiliz Parlamentosu'nun raporlarına göre sadece 1786 yılında Afrika'dan Amerika'ya İngilizler 60.000, Fransızlar 23.000, Hollandalılar 11.000, Portekizler 1700 köle götürmüş, toplam satılan köle sayısı 97.500'ü bulmuştu. 1787 yılında ise bu sayı 100.000 zenci köleye ulaşmıştı.

Senegal başbakanı Senghor'un 1962 Dakar Kollokyumu'ndaki konuşmasında verdiği rakama göre, esir ticaretinin yapıldığı dönemde Amerika'ya 20 milyon esir götürülmüştür.

Cezayir'in ilk Cumhurbaşkanı Ahmet Bin Bella, Haçlı soykırımlarının vahim tablosunu bakın nasıl anlatıyor: ''1492-1800 yılları arasında 100 milyon Afrikalı öldürülmüştür. Bu tarihlerde İngiltere'nin nüfusu 3 milyon, İspanya'nın nüfusu ise 11 milyondu.''

Müslüman olmadan beş yıl önce 1977 yılında yazdığı Medeniyetler Diyaloğu kitabında Roger Garaudy ise Haçlı dünyasının dehşet verici tarihini rakamlarla şöyle anlatıyor: Batılılar yüz milyonu aşkın Amerika yerlisini öldürerek dünyada daha önce benzeri görülmemiş bir soykırım yaptılar. Bunun ardından üç yüzyıl süren köle ticareti sırasında en az yüz milyon Afrikalıyı öldürerek bir başka akıl almaz soykırımı gerçeklerştirdiler.''

Bütün bunlar, Papalığın yaptığı dünya paylaşımına uygun olarak ve onların gözetiminde yapılmıştı.

Alınganlık göstermemize ve tedirgin olmamıza gerek yok. TRT, TTK, Kültür Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi kurumlar Batı'nın kanlı Haçlı tarihini ve soykırımlarını millete anlatmak için neyi bekliyor? Savunmada değil, biz taarruzda olmalıyız. Haçlılar kendilerini savunsunlar.

          — Alper Tan

 

***

 

Yarınlar; yatanların değil, rahatlarına kıyanların olacaktır.

           — Selim Gündüzalp

 

***

 

Bir kitap okuyunca mümkündür hayatın değişmesi...

Tabii, kitabın da hayallere ve ideallere inanan hakiki bir kitap olması şartıyla!

           — Gökhan Özcan

 

***

 

GÜZEL BİR YAZI NASIL YAZILIR?

Kelimelerin de ağırlığı, sesi ve görünüşü vardır.

Ancak bunları göz önüne alırsanız, hem göze hem de kulağa güzel gelen bir cümle yazabilirsiniz.

           — W. S. Maugham

 

***

 

ÖĞRENMENİN YOLU 

Hadis âlimi Şabi'ye (H.18-103): ''Bu kadar ilmi nasıl edindin?'' diye sormuşlar.

O da şu cevabı vermiş: ''Diyar diyar dolaşmak, güvercin gibi sabretmek, karga gibi erken davranmak sayesinde.''

           (Muhyiddin Nevevî, Riyazü's-Salihin, Tercüme: Kamil Miras, c.1, s.25)

 

***

 

MUTLAKA OKUMALISINIZ!

Okumak söz konusu olunca insanları, bunu alışkanlık haline getirenler, zorla okuyanlar ve okumak istediği halde, farklı bahanelerle okumaya zaman ayıramayanlar olarak ayırabiliriz.

Peki, asıl meselenin okumayı sevmek olduğunu düşünürsek, bunu sağlamak ve bir kitap kurdu olmak için neler yapılabilir? İşte size 5 maddede reçetesi. Ancak uygulamayana faydası yok; baştan söyleyelim.

1- Okuyacağınız bir şeyler bulun:

Dergi, kitap, gazete, roman; herhangi bir şey... Bu size başlangıç sağlayacak bir şey olacak; ama sakın işin başında çok kalın ve ağır bir kitap seçmeyin!

2- Günlük okuma zamanınız olsun:

Her gün 10-15 dakikanızı sadece okuyarak geçirin... Bu süre boyunca tamamen kitaba odaklanın, başka hiçbir şeyle ilgilenmeyin. Bunu her gün yapın. Bir süre sonra bu, alışkanlığınız haline gelecek. Bunu benimsedikten sonra, ağırlık çalışır gibi, okuma sürenizi de yavaş yavaş artırın. Mesela 15'i 20'ye çıkardınız; 20'ye alışınca da bunu artırın ve böyle alışa alışa artık uzun süreli okumalar size zor gelmeyecektir.

3- Beğenmediyseniz değiştirin:

Bir kitaba başladınız fakat beğenmediniz; ite kaka gidecek... Hiç uzatmayın. Kitaplar da arkadaş gibidir; insan herkesle uyuşmaz, arkadaşlık kuramaz. O kitap size göre değilse yeni bir kitaba başlayın. Unutmayın, sadece okumuş olmak için okunmaz; okuduğundan zevk almak da gerekir.

4- Sosyal medyada okuduklarınızı duyurun:

Böyle yapmak sizi motive eder. Okuduğunuz kitap hakkında fikirlerinizi ve beğendiğiniz cümleleri paylaşabilirsiniz. 

5- Okuyacağınız şeyleri belirleyin:

Güvendiğiniz isimlerin önerdiği kitapları alın. İlginizi çeken konulardaki eserleri not edin ve okuma listenizi yapın.