TR EN

Dil Seçin

Ara

Ateşpâre-i Seyyare / Tarih Öyküsü

Ateşpâre-i Seyyare / Tarih Öyküsü

Bir zaman bir medrese hocası, güzel konuşmaya hastalık derecesinde tutkunmuş. Öğrencilerine devamlı edebî ve süslü konuşmaları için telkin yaparmış.

Bir gün ders esnasında, mangaldan fırlayan bir kıvılcım hocanın kavuğuna gelmiş. Fakat hoca, durumun farkında değilmiş.

Bunu gören bir öğrenci hocasını tam uyaracakken, onun edebî ve süslü konuşmaları için söylediği sözleri hatırlayıp, durumu şöyle haber vermiş:

“Ey hoca-i dânâ, ey âlim-i bîmisal! Şol mangal-ı pür nârîden tayerân eyleyen bir şule-i ateşfeşân ol re’s-i mübarekiniz üzerindeki kavuk-u muhteşem üstünde tavattun eylemiştir.” (Yani: Ey bilgin hoca, ey misilsiz âlim! Ateş dolu şu mangaldan uçan bir kıvılcım mübarek başınız üzerindeki muhteşem kavuğun üstüne yerleşmiştir.)

Öğrencisinin durduk yerde heyecanla ne dediğini anlamaya çalışan hoca, önce kokuyu alıp, sonra dumanı görünce işi anlamış ve panik halinde söndürmeye çalışırken, bir yandan da öğrencisine diyormuş:

“Evladım sözü ne uzatıyorsun? Kavuk yanıyor desene!..”

...

İnsan herşeye kendi fikriyle bir değer biçer, bir rol verir. Bu ise her zaman isabetli olmayabilir. Edebiyat önemlidir ama sadece konuşmayı süslemek için değil, amacını doğru anlatabilmek içindir. Hayat güzeldir ama, sadece eğlenmek için değil, kendini ve rabbini tanımak, ahirete hazırlanmak içindir. Hayatımız daima, bizim verdiğimiz rollerin asıl olmadığını öğrenmekle geçer.