TR EN

Dil Seçin

Ara

Satır Arkası

Satır Arkası

EKMEK NİMET; İNSAN DEĞİL Mİ?

Birbirimize saygılı olma konusunda üç tip temel hatamız var...

Avrupa'da yaşayan vatandaşımız orada yerlere çöp atmıyor ama Kapıkule'den girer girmez yerlere tükürmeye, çöp atmaya başlıyor. 'Niye burada böyle yapıyorsun?' diye sorulduğunda, 'Herkes böyle yapıyor' diyor. Kendi fikri olmayan insanın duruma göre hareket etmesidir bu.

İkinci hatamız, adama göre davranmamız. Karşımızdaki adam iri yarıysa, 'Buyur abi' diyoruz; ufak tefekse, 'Ne var lan' diyoruz. Oysa ki, insanların onuru birbirine eşittir. 

Üçüncü hata, keyfimize göre davranmak. Keyfimiz yerindeyse eve girerken 'Merhaba millet' diyoruz; değilse surat asıyoruz. Oysa keyfimiz yerinde olsun olmasın insanlara saygılı davranmak zorundayız.

Diyorum ki, yerdeki ekmeğe saygılı olma konusunda ülkemde mutabakat var, kimse basamaz, ayağıyla dürtüklemez ya da öper, koyar bir kenara. 

Ekmek nimettir kabul, peki insan nimet değil mi?

          — Prof. Dr. Üstün Dökmen, birbirimize saygılı olmamamız konusunda üç ana hatamızı böyle tespit etmiş. Herhalde, Peygamber ahlâkı olan; kendimiz için istediğimizi başkaları için de istediğimizde ve kendimiz için istemediğimizi başkaları için de istemediğimizde bu problemleri aşabileceğiz.

 

***

 

Allah'tan korkan, bilgisi kadar söz söyler.

           — İmam Rabbani (ks)

 

***

 

Toplumda herkes bir vücudun organları gibidir. Vücudun bir organı ağrıdığı zaman, diğerleri de sızlar. Başkalarının acısını duymayan insan, nasıl insan olur?

           — Sadi Şirazî

 

***

 

Yıllar önce, 'Dost, her zaman taze olandır.' diye yazmıştım. Bu tazeliği, ancak şöyle izah edebiliriz: 'Eski, hiç eskimeyendir.' 

Kadim bir dostluğun oluşabilmesi için zorluklara, yokluklara ve imtihanlara ihtiyaç vardır. Bütün bunlardan alnının akıyla çıkan münasebete ise 'sınanmış dostluk' diyoruz. Şöyle anlatalım: Asıl marifet, bahar aylarında veya yaz mevsiminde değil, kışın açabilmektir. Yani iyi gün dostu olmak kolaydır, en mühimi, kötü gün dostu olabilmektir.

           — İbrahim Tenekeci

 

***

 

Acılar bize tehlikeyi haber veren alarma benzer. Onlar olmasa yüzlerce defa ölümle burun buruna gelirdik.

           — J. Lubbock

 

***

 

EĞİTİMİN İYİ VE KÖTÜ MEYVELERİ

Almanya'da bir lise müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş:

''Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. 

Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü.

İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odalarını gördüm.

İyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler gördüm.

Lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar gördüm.

Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum.

Sizlerden isteğim şudur.

Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın.

Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin.

Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.''

           — İnsanın eğitilmesi elbette önemlidir. Fakat bundan da önemlisi insana nelerin öğretildiğidir. Yoksa iyi olsun, kötü olsun her insan o noktaya gördüğü eğitimle geldi. Bediüzzaman Hazretleri, bu probleme şu cümlesiyle çözüm sunuyor:

''Vicdanın ziyası, ulûm-u dîniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder.

 

***

 

''Artık büyüdünüz ve oldukça 'tuhaf'sınız. Aramayı unutmak ve gitgide 'tuhaf'laşmak bir yetişkinlik hastalığıdır belki.''

           — Saint Exupery

 

***

 

NASIL KONUŞMALIYIZ?

Kur'an-ı Kerim bize konuşma üslûbumuzun nasıl olması gerektiğini ayetlerinin kelimeleri arasında şöyle öğretiyor:

''Kavlen sedîdâ'': Her zaman doğruyu söyle.

''Kavlen kerîmâ'': Ana-babaya güzel söz söyle. İnsanlara gönül alıcı, keremli söz söyle.

''Kavlen mârûfâ'': Yerinde ve uygun söz söyle.

''Kavlen belîğâ'': Beliğ ve tesirli söz söyle.

''Kavlen meysûrâ'': Gönül alıcı söz söyle.

''Kavlen leyyinâ'': Suyun akışı gibi yumuşak bir üslupla söz söyle.

          — İnsanı aziz eden de, zelil eden de dilidir. Hayat Rehberimiz'in işaret ettiği gibi yaşasak ve davransak ne problemimiz kalır ki...

 

***

 

Zekâsını başkalarının yanlışlarını bulmaya yoğunlaştıran bir kişi, bir süre sonra kendi doğrularını da kaybediyor.

           — İhsan Fazlıoğlu