TR EN

Dil Seçin

Ara

Satır Arkası

Satır Arkası

YÜZLER VARDIR, RUHUN SUSAMASINI DİNDİRİR

Ömer Nasuhi Bilmen'in Büyük İslam İlmihali'ni okurken, şu hadis-i şerifle karşılaştım: 'Eski dostluğu devam ettirmek, imandandır.'

İnancıma göre, dostluk, bir nasip meselesidir ve insanın dışında gelişir. Şununla dost olayım deyip olamazsınız. Dostluk, Lütfi Bergen'in o güzel ifadesiyle söylersek, yürürken belirginleşen bir şeydir. Bir de hatırlatma: 'Katlandığımız değil, razı olduğumuz insanlar dostlarımızdır.'

'Önce refik, sonra tarik.' denilerek, yola çıkacağımız insanları dikkatli ve rikkatli seçmemiz tembihlenir. İlk olarak şunu söyleyeyim: 'İnsanı, yol değil, yol arkadaşları yorar.' Yola çıkacağımız insanları yüzde yüz isabetle seçme şansımız ise maalesef yoktur. Çünkü bu seçimi veya elemeyi, esas itibariyle yapacak olan bizler değilizdir; yoldur, yolculuktur. Yanımızdakinin dostumuz olup olmadığı, yolculuk esnasında ortaya çıkar. Özellikle siyasette ve ticarette, hatta edebiyatta, bu yürüyüşlerin büyük bir kısmı hüsranla sonuçlanır. Tanıdığımızı sandığımız insanları tanıyamamış olmanın üzüntüsü ve şaşkınlığı, bizi yolculuktan daha fazla yorar. Tam da burada, Mustafa Kutlu'nun şu sorusu önemlidir: 'Kırk yıl birlikte olmuş olsak bile, bir insanı ne kadar tanıyabiliriz?'

Hep söylüyoruz, yine söyleyelim: Rakamlar maddiyatı, harfler ise maneviyatı temsil eder. Dolayısıyla, rakamlar (ve hesaplar) üzerinden sahici bir dostluk oluşmaz, sadece ortaklık kurulur. Taraflar, ancak bir harfin (anlamın) ucundan tutarlarsa, dost olabilir veya kalabilirler. Rakam ile harfi toplamaya kalkışırsanız eğer, bu işlem, sizi Nurettin Topçu'nun şu sözüne götürür: 'Menfaat yaşamak, ahlâk ise yaşatmak ister. Bir arada barınamazlar.'

Peki, birçok insanın 'hesap uzmanı'na yahut 'madde bağımlısı'na dönüştüğü bir devirde, çevremizdeki insanların dost olup olmadığını nereden anlayacağız? Galiba, serinlik veriyor mu, vermiyor mu, ona bakmak gerekiyor. Said Yavuz'un da dediği gibi: Yüzler vardır, ruhun susamasını dindirir.

           — İbrahim Tenekeci

 

***

 

Şu dünyada her şeye doyuluyor amma dosta doyum olmuyor.

           — Mustafa Sungur (Ağabeyimizi rahmetle anıyoruz)

 

***

 

Ya susmalı ya da suskunluktan daha kıymetli bir söz söylemeli.

           — Pisagor

 

***

 

HAYATIN KUMANDASI

Peter Sellers'in ''Being There'' filminde canlandırdığı ''Chance'' karakterini hatırlayın. Polonyalı yazar Jerzy Kosinski'nin kendi romanını (Orada Olmak) senaryolaştırdığı bu filmin kahramanı olan ve uzun yıllar sadece televizyon izleyerek dünyadan kopan Chance, New York sokaklarına ilk çıktığında kendisini soymak isteyen güruhu, elindeki uzaktan kumanda cihazı ile yok etmek ister...

Ne var ki ancak filmlerde ve romanlarda rastlanılacak bu tür davranışlar, bizim yaşamımızın günlük sahnelerinde sergileniyor. 

           — Mehmet Barlas, bazılarının hayat anlayışını böyle özetlemiş. Sanki bir film gibi... Hayatı, sanal düşünceler ve bunlardan etkilenen sanal duygularla şekillenen günümüz insanı da hayatın gerçeklerine karşı, sahici tavırlar alamıyor. Elindeki serveti, gücü, mameleki neyi varsa kumanda gibi kullanıp sanal bir hayat üretiyor.

 

***

 

Niçin daima ahlakîliği takdir ederiz de ahlak konuşmalarını küçümseriz?

Çünkü ahlakîlik bir harekettir,ahlak konuşmaları ise bir sözdür.

Ahlakîlik kendinize yönelik bir taleptir, ahlak konuşmaları ise başkalarına yönelik bir taleptir.

Ahlakîlik daima ahlakî olmasına karşın, ahlak konuşmalarının çoğu kere riyakâr, dolayısıyla gayrıahlakî oluşunun sebebi budur.

           — Aliya İzzetbogeviç

 

***

 

ÇABA GÖSTERMEK TAKDİR GÖRMELİ

Çocuklara görev odaklı olmaktansa, süreç veya gelişim odaklı olmaları konusunda yardımcı olmak son derece önemli. Merhamet odaklı ebeveynlik, çocukların çabalarının sonuçlarından ziyade çabalarının kendisine yoğunlaşmalarına yardım eder. Sınav için gayret göstermiş olmak, sınav notundan daha önemlidir. Böylece çocuklar, ne kadar küçük olursa olsun çabalarına özen göstermeyi ve onlarla meşgul olmayı öğrenirler. Harcadığı çabayı önemsemeyi bilen bir çocuk kendini kınamaz ve utanç duyguları geliştirmez.

Ne yazık ki modern toplumda çabanın ödüllendirilmesi giderek hor görülüyor, bir çok insan 'ikinci olmak yeterince iyi değil, ikinciyi kim hatırlar?' diye düşünebiliyor.

           — Prof. Dr. Kemal Sayar

 

***

 

Akılsızlar kendilerini aşan şeyleri isterler; ama istedikleri şeylerden daha yararlı da olsa, ellerinin altındaki şeyleri çarçur ederler.

           — Demokritos