Vücudumuzdaki lenf sistemimiz, hücrelerarası sıvıdaki fazla sıvı ve protein gibi atıkları toplayıp kana taşıma görevini gerçekleştirir. Genellikle damarlara paralel giden kan damarlarına benzer bu sistem sayesinde kana direk geri emilemeyen bu tür atıkların toplanması gerçekleşir. Buna benzer bilinen bir drenaj sistemi beynimizde yoktur. Araştırmacılar uzun yıllar boyunca beyinde de bulunan hücreler arasındaki benzer artıkların ve fazla sıvının nasıl drene edildiğini merak etmiştir. Science dergisinin 16 Aralık 2012 sayısında yayınlanan bir makale ile bu sorunun cevabı büyük oranda bulunmuş gibi gözüküyor.
Zaten kapalı bir ortamda olan beyindeki kan dolaşımı ile beyin hücreleri arasında bulunan serebrospinal sıvı olarak adlandırılan hücreler arası sıvıda bir drenaj sistemi olmasaydı, beynimiz atıkların atılamadığı tıkanmış bir lavaboya benzer bir hal alabilirdi. Lenf sistemi olmayan beynin, çok hızlı metabolizması olduğu da göz önüne alındığında, vücudun başka yerlerinden daha fazla atıkların temizlenmesine ihtiyaç olduğu da anlaşılabilir.
Fareler üzerinde yapılan bu yeni araştırma ile beyinde dolaşan damarların çevresinde bulunan paralel bir sıvı taşıma sistemi bulundu. Bu sistem ile beyindeki hücrelerarası sıvıya bir atık mekanizması sağlandığı anlaşıldı. Serebrospinal sıvının atardamarlar çevresindeki glymfatik adı verilen bu özel taşıma sistemi ile beyne girdiği ve hücrelerarası atıkların ve fazla sıvının da yine glymfatik sisteminin toplardamarlar çevresindeki aynı taşıma sistemi ile beyinden temizlendiği bu araştırma ile ortaya konuldu. Astrositik hücrelerin ayaklarından oluşan bu özel su kanalları sayesinde serebrospinal sıvının beynin içinde hücrelerin arasında hızla dolaştığı anlaşıldı. Hatta astrosit adı verilen özel beyin hücrelerinin aquaporin-4 adlı su kanalını oluşturan proteinlerinin mutasyonla yok edildiği farelerde, bu kanal sisteminin önemli ölçüde çalışmadığı görüldü.
Glymfatik sistemin varlığının ortaya konulması, beyin ile ilgili bazı hastalıkları daha iyi anlamamıza ve hatta tedaviler konusunda yeni yaklaşımlara vesile olacak gibi görülüyor. Alzheimer gibi, amyloid benzeri bazı proteinlerin beyin hücreleri arasında aşırı birikimi sonucu olan hastalıklarda bu kanal sistemindeki bir bozukluğun rolü olabileceği düşünülüyor. Tabii böyle bir durumda bu tür çözümü zor beyin hastalarında yeni tedavi yöntemleri de geliştirmek mümkün olabilir. Hiçbir ayrıntının unutulmadığı ve bir yaratılış harikası olan beynimizle ilgili bulunan yeni atık temizleme sisteminin daha iyi anlaşılarak, çaresiz gibi görünen hastalıklara etkili çareler bulunması ümidiyle...
Kaynak:
1) Science, 16 Aralık 2012: A paravascular pathway facilitates CSF flow throug the brain parenchyma and the clearance of interstitial sloutes, including amylodid β.