Fransa’da insanların çevreye karşı duyarlılığını artırmak isteyen bir hayvanat bahçesi, özel olarak eğitilen altı akıllı(!) kargaya sigara izmariti ve çöp toplatmayı amaçlayan bir proje geliştirdi.
Proje için Rooks türü kargalar seçildi. Bu kargalar, kuzgunları da içeren karga ailesinin bir üyesi olarak biliniyor. Özellikle zeka ve iletişim becerileriyle diğer kuş türlerinden ayrılan bu kargalar, oyun yoluyla kolayca eğitilebiliyorlar.
Projedeki asıl hedef, parkı kargalara temizletmek değil; zaten koca parkı kargalar temizleyemez. Bu projenin asıl amacı, kargaların bile çevreyi temizlediklerini göstererek, insanlarda çevre temizliği konusunda şuur oluşturmak.
Evet proje için özel olarak eğitilmiş bu kargalar buldukları izmarit ve çöpleri kendileri için özel olarak tasarlanmış çöp otomatlarının haznesine atıyorlar. Otomatın üst kısmındaki başka bir bölmeden ise onlara bu emeğinin karşılığı olarak küçük ve lezzetli bir nugget parçası veriliyor. Pekiştireç olarak yemi alan kargalar, çöp toplamak üzere ikinci tur için yeniden yola koyuluyor.
Bu faydalı çalışma sonunda, kargaların etrafı temizleme çabalarını gören insanlarda şöyle bir düşünce uyanıyormuş: “Bu kuş beyinli kargalar bile yerdeki çöpleri toplayıp çevreyi temizlediğine göre, insan olarak bizler çevre temizliğine daha çok dikkat etmeliyiz.”
…
Aslında kuşların ve bazı mahlukatın insanlığın hizmetinde kullanılabileceği Kur’an’da işaret edilen bir hakikattir. Örneğin kuş dilini bilen Hz. Süleyman (as) bu sayede, Hüdhüd isimli kuşu yer altından su çıkarmakta kullanmış ve ordusunun suyunu temin etmiştir. Sebe’ kraliçesine Hüdhüd ile mektup göndermiş ve sonuçta onların iman etmelerine vesile olmuştur. Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerîm’de geçen: “Süleyman Davud’a vâris oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize kuşdili öğretildi.” (Neml, 27/16) meâlindeki âyet ile, “Toplu halde kuşları onun (Davud’un) emri altına vermiştik.” (Sâd, 38/19) meâlindeki âyette, Hz. Davud (as) ve Hz. Süleyman’a (as) çeşitli kuşların dillerinin öğretilmesi yanında, o kuşların hangi işe yaradıklarını gösteren istidat ve kabiliyet dillerinin ve hünerlerinin de öğretildiği bildirilmektedir.
Kur’an’ın asrımıza bakan bir tefsiri olan Risale i Nur’da bu konuyla ilgili olarak yukarıdaki ayetlerin tefsiri verilirken şöyle ilginç bir izah da getirilmektedir:
“Madem rûy-i zemin (yeryüzü), bir sofra-i Rahman’dır. İnsanın şerefine kurulmuştur. Öyle ise, o sofradan istifade eden sair hayvanat ve tuyurun (kuşların) çoğu insana musahhar (emri altında) ve hizmetkâr olabilir. Nasıl ki en küçüklerinden bal arısı ve ipek böceğini istihdam edip ilham-ı İlahî ile azîm bir istifade yolunu açarak ve güvercinleri bazı işlerde istihdam ederek ve papağan misillü kuşları konuşturarak, medeniyet-i beşeriyenin mehasinine (iyiliklerine) güzel şeyleri ilâve etmiştir. Öyle de, başka kuş ve hayvanların istidad (yetenek) dili bilinirse, çok taifeleri var ki; karındaşları hayvanat-ı ehliye (evcil hayvanlar) gibi, birer mühim işte istihdam edilebilirler. Meselâ: Çekirge âfetinin istilâsına karşı; çekirgeyi yemeden mahveden sığırcık kuşlarının dili bilinse ve harekâtı tanzim edilse, ne kadar faideli bir hizmette ücretsiz olarak istihdam edilebilir.”
Bu manada Bediüzzaman Said Nursi’nin çekirge istilasına karşı, sığırcık kuşlarından faydalanma teklifi çok önemli bir tespittir. Osmanlı döneminde Şam, Hatay ve Afyon bölgelerinde yaşanmış çekirge istilaları ile sığırcık kuşları kullanarak mücadele verildiği Osmanlı arşivlerinde geçmektedir. Sığırcık kuşlarının beyin dalgaları, kendi aralarında iletişim ağları ve konuşmaları incelenip keşfedilse, sonra onların iletişim ağına sinyaller yoluyla dahil olunsa onların yönlendirilmeleri ve bir av köpeği gibi kullanılmaları mümkündür. Bu yöntemle hem problem daha ucuza çözülecek, hem de kimyasallarla çevre kirlenmeyecektir.
…
Benzer şekilde, Çin Devleti de geçtiğimiz aylarda ülkelerinde görülen çekirge istilasına karşı ördekleri kullanarak mücadele etme yöntemini denemiştir. Tavuklara göre daha fazla çekirge yiyebilen ördeklerle mücadeleyi daha etkili bir yöntem olarak keşfettiler, uyguladılar ve sonuç aldılar.
Bu bilgilerin ışığında diyebiliriz ki, hem Kur’an-ı Hakîm’de geçen ilgili ayetlerdeki örnekler, hem de bilim adamlarının bazı canlılar üzerinde yaptığı çalışmalar gösteriyor ki, eğer insanoğlu çalışır, diğer canlıların ve kuşların kabiliyetlerini öğrenir ve dillerini çözebilirse, onlara çok önemli işler gördürebilir. İşte bu ayetler, kuşlar gibi bazı canlıları insanlığın yararına kullanmanın faydalı yönlerine dikkat çekiyor ve insanları bu işlere teşvik ediyor.