Kahve Yok Ama...
Neşeli Öykü
Ara
Neşeli Öykü
Reşat Nuri Güntekin “Anadolu Notları” adlı eserinde, bir memurun ağzından bize yaşanmış bir hikâye anlatır:
Memur, Erzincan köylerinden birinde şiddetli bir yağmur sebebiyle bir köylünün kulübesine sığınmış. Adamcağız memuru buyur edip bir kenara oturtmuş. Anadolu insanının misafire olan hürmeti bilinir. Bu köylü adam da bir şeyler arar gözlerle etrafına bakınıp durmuş. Fakat ikram edecek bir şey bulamamış. Sonra biraz mahcup, ama bir çözüm yolu bulmanın samimi neşesiyle misafiri olan memura:
“Efendi, kusura bakma, kahvem yok…” demiş, “Ama sana bari biraz oynayıvereyim.”
Sonra da kalkmış ve misafirine ikram niyetine başlamış türkü söyleyip oynamaya…
…
Anadolu insanımızın iyi niyetinin, insan sevgisinin, diğerkâmlığının, kalbinde yaşattığı samimi duyguların nice yansımalarından birisi de nakledilen bu hatıra. Demek insan iyi niyet taşıyınca, mutlu olacak ve mutlu edecek birşeyler buluyor.
Ölçüye giren bir şeyin mutlaka sonu vardır.
Hayat hızla akıyor diyoruz sık sık. Günlük koşturmalar içinde biraz soluklanma imkânı…
Hayatın dümdüz akıp gittiği bir yerde, o da anlamını yitiriyor. Yok yerine…
Allah’tan kaçanlar tabiata sığındılar. Padişaha isyan edip cellada iltica eden asi gibiler. …
Bildiğiniz gibi karıncalar toplayıcı hayvanlardır. Özellikle yiyeceğin bol olduğu mevsimlerde sürekli toplarlar.…
Soru:Allah canlıları yaratmasaydı kimse acı çekmez ve cehenneme gitmezdi. Bu daha makul…